Soru Özeti/İçeriği: İsim değiştirebilmek için gerekli şartlar nelerdir? İsim veya soyisim değiştirmek için açılacak davada nelere dikkat edilmelidir?

Türk Medeni Kanununun (TMK’nın) 27. maddesi gereğince kişilerin isim veya soy isim değiştirebilme hakları mevcuttur. Kişi bir haklı sebebe dayanmak kaydıyla istediği zaman bu davayı açabilir. Yani isim veya soy isim değiştirme davalarında zaman aşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir.

İsim ve soy isim kavramları, TMK’da yer alan “ad” ve “soyad” kavramları ile aynı anlama gelmektedir. 2525 sayılı Soyadı Kanununun 1. maddesinde , “ad” karşılığında “öz ad”; soy isim karşılığında da “soy adı” deyimlerini kullanılmaktadır. Aşağıda isim ve soy isim deyimleri kullanılmıştır.

Ayrıca, isim değiştirmek için izlenecek yolu izah eden aşağıdaki bilgiler, soy isim değiştirmek için de geçerlidir.

İsim Değiştirme Davasında Görevli Mahkeme

İsim değiştirme davalarının çekişmesiz yargı işi olması sebebiyle Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiği iddia edilmektedir. Çünkü, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 383. maddesine göre “Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir.”

Ancak, Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesine göre; “Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır.”

Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, Esas: 2014/1591 Karar: 2014/2198 sayılı emsal kararıyla; isim değiştirme davalarında Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna hükmetmiştir. Kararın özeti: “Dava, davacının nüfus kaydındaki adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Davacının talebinin çekişmesiz yargı kapsamında olmadığı, adı geçen Kanun uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceği Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/12/2013 gün ve 2013/18-464 esas 2013/1698 karar sayılı ilamıyla da belirlenmiş olup, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir”,  şeklindedir. Görüldüğü gibi, bu Kararın detayında isim değiştirmenin çekişmesiz yargı kapsamında olmadığı ve Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında olduğu gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir.

Tüm bu anlatılanlar isim değiştirme davalarının, davacı/düzeltme isteyen tarafından, bunların yerleşim yeri asliye hukuk mahkemelerinde açılabileceğini göstermektedir. Bu çerçevede, kişinin kendi ismini değiştirebilmesine dair hazırladığımız farazi örnek dilekçeye (buradan) ulaşabilirsiniz.

İsim Değiştirme Davasında Haklı Sebep

İsim değiştirme davası, değiştirmeyi haklı kılacak bir somut neden göstererek açılabilir. Örneğin kişinin başka adla tanınması, ismin ahlaka ve kamu düzenine, insan onuruna aykırı ya da söylenmesi zor veya gülünç ya da kişinin inançlarına aykırı nitelikte olması gibi sebepler haklı nedenlerdir.

Soyadı Kanununun 3. maddesine göre “rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz.” Ayrıca, çirkin, yazımı ya da söylenmesi zor ya da alaya alınabilecek ve benzeri nitelikteki soyisimlerle, kişinin kendi dini yaşantısına uygun olmadığını gördüğü soyisimler de değiştirilmeye haklı sebep teşkil edebilecek kapsamda bulunmaktadır. Dolayısıyla isim gibi, soyismin de haklı sebeplerle, değiştirilmesi de mahkemeden istenebilecektir.

İsim ya da soyisim değişikliği talepleri ile açılan davalarda, mahkeme; yukarıdaki bağlayıcı yasal hükümleri de nazara alarak, talebin haklı nedenle yapıldığını görmesi halinde isim değişikliğine karar verecektir.

Dava Süreci ve Sonucu

Bu davalarda tanık gösterme imkânı vardır. Varsa tanıkları dinlenir. Ayrıca dava dilekçesinde haklı nedeni ispat edebilecek bilgiler verilmeli ve varsa haklı nedenleri ispata yarayabilecek belgeler bu dilekçeye eklenmelidir.

Bu davaların doğası gereği esas hasmı yani davalısı bulunmamakta, nüfus müdürlükleri de davalı olarak hasım gösterilmektedir. Bu davaların aslında çekişmesiz davalar olarak nitelendirilmesi gerekir. Çekişmesiz davalarda mahkemenin kendiliğinden delil araştırması yapması da mümkündür. Ancak, yukarıda anılan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kararında, bu davaların çekişmesiz yargı kapsamında olmadığı belirtmiştir. Buna göre, artık bu davalar aleyhine istinaf kanun yolundan başka gerekirse, istinaf merciinin verdiği karara karşı hukuki yararı bulunan taraflarca temyiz yolu da işletilebilecektir. Ancak, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin verdiği karar, istinaf kanun yolunun yürürlükte olmadığı zaman diliminde verilen karar olup, istinaf yolunun işlemeye başlamasından sonra nazara alınması gereken HMK’nın 362/1 maddesinin “d” bendine göre, “Soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar”a karşı temyiz yolu işletilemeyecektir.

Mahkeme kararı kesinleştikten sonra bir yayın organında yayımlanmaktadır ve nüfus kayıtları bu karara göre değiştirilmektedir.

Buna göre;

İsim değişikliği davasında verilen karara karşı bir kanun yoluna başvurulmadığı durumda, karar 2 hafta sonrasında kesinleşmektedir. Ama karara karşı süresi içerisinde kanun yolu başvuruları yapılmışsa, kararın kesinleşmesi için bu aşamaların tamamlanmasını beklemek gerekir. HMK’nın 302/4. maddesine göre, “Hükmün kesinleştiği, ilamın (yani mahkemenin yazılmış kararının) altına veya arkasına yazılıp, tarih ve mahkeme mührü konmak ve başkan veya hâkim tarafından imzalanmak suretiyle belirtilir.”

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1 maddesinin “b” bendine göre “Ad (isim) değişikliği halinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı (soyisim) değişikliğinde ise eş ve ergin olmayan çocukların soyadını (soyismini) da düzeltir.” Bu arada, ismin değiştirilmesi kararından sonra “ahvali şahsiye”de yani kişisel hallerde herhangi bir değişiklik meydana gelmeyecektir. Örneğin ismi değişen kişinin babası, annesi aynı kalacaktır. Evliyse evliliği aynen devam edecektir. İsmi değişmeden evvelki miras haklarında sırf isim değişikliği nedeni ile bir değişiklik olmayacaktır.

İsim değişikliğinden zarar görenler bu değiştirme işleminin iptali için ayrıca dava açabilirler. Bunun süresi de en fazla 1 yıldır.

Önceki YazıTüketici Uyuşmazlıkları – İtirazın İptali – Tüketici Hakem Heyeti
Sonraki YazıKusurlu tıbbi müdahaleden dolayı hekimin tazminat sorumluluğu var mıdır?