Hekimin Tıbbi Müdahaleden Doğan Tazminat Gerektiren Sorumluluğu ve Kapsamı

Av. Emirhan Derdiman

Hekimin Tıbbi Müdahaleden Doğan Tazminat Gerektiren Sorumluluğu ve KapsamıSoru Özeti/İçeriği: Bir kimsenin, muayene sonrası istenen tahlilde organda anormal durum olduğu ortaya çıkmasına rağmen hastaya gerekli açıklamanın yapılmamış ve bu hatadan dolayı tedaviye 4 yıl geç başlanmış olması maddi ve manevi tazminatı gerektirir mi?


Kapsam ve Ön Bilgi

Bu yazı, soru içeriğine yönelik olarak, somut bir olaya özgülenmemiş, genel ve soyut bir hukukî değerlendirmeyi içermektedir. Ayrıca, bu yazının, hekimlerin hukuki sorumluluklarına ilişkin olan yazımız (Kusurlu…, 2018) ile birlikte değerlendirilmesi tavsiyeye uygun görülmektedir.

Genel Bilgi

Her ne kadar 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre bir hakkı suistimal etmeyi kanun himaye etmez. Bu aynı zamanda özü ve içkin kapsamı itibarıyla hukukun genel prensibidir. Bir işi yapmakla görevli olduğu için o işin gereklerine ilişkin yetkileri kullanma hakkını elde eden bir kimse de, bundan kaynaklanan haklarını ve yetkilerini suistimal etmemelidir. Geniş anlamda görevi kötüye kullanma sadece ceza hukukunda bir suç değildir (bakınız: Kusurlu…, 2018a); aynı zamanda bu çerçeveyi de kapsamına alan deyimdir. Dolayısıyla yapılan bir davranış, ihmalî de olsa, bir zarara sebebiyet verdiğinde, haksız fiil ortaya çıkmış olmaktadır. Bu haksızlıktan doğan zararlar da “zarar veren” ve/veya “sebep olan” tarafından tazmin edilmelidir.

Diğer taraftan, burada “kanunun himaye etmemesi”; hukukta genel bir yaptırımdır (Derdiman, 2015: 185). Hukuk düzeninde, hukuka aykırı davranışların bir kısım yaptırımlara bağlanmasının da mümkün ve gerekli olduğu anlamına gelir. Çünkü yaptırımsız bir hukuka aykırılık, hukuka uygunluk düzenini korumaya yeterli olmaz.

Kusurluluk ve Tıbbî Açıdan Kusurluluk Ölçütleri

1-) Bir kimsenin, kasıtlı ya da ihmal şeklinde bile olsa kusurlu davranışı, karşı tarafın zarar görmesine sebep olduğunda, bu zararın tazmini sorumluluğunun üstlenmesi gerekir.
Burada “davranış” tabiri, bir eylemi ya da yapılması gereken bir eylemin yapılmamasını anlatmaktadır. Bu davranış, bir hareket yapmakla ya da yapılması gereken bir hareketi yapmamakla, beyan edilmesi gereken bir hususu bildirmemekle ya da bildirilmemesi gereken bir husus bildirmekle meydana gelebilen, hareketli ya da hareketsizlik kapsamında söz konusu olabilen durumlardır.
Borçlar hukuku kapsamında kusurluluk, kasıtlı davranışı kapsadığı gibi, gereken özeni göstermemek ya da daha fazla bir kısım ihmaller gibi, kasıtlı olmayan davranışlardan bile mesul olmaya sebebiyet vermektedir (bakınız örneğin: Eren, 574-581; Oğuzman-Öz, 55-60).

2-) Tıbbi her türlü iş ve işlemlerin “tıp biliminin onay verdiği gerekler” çerçevesinde yapılmamış olması halini hukuk düzenin korumayacağı malumdur. Bilhassa hastanın muayene ve tedavi süreçlerinde bilgilendirilmesi ve tedavide onayının alınması öncelikli hassasiyetlerdendir.
Tıbbi bir davranıştan dolayı sorumluluk, hatalı işlem ve uygulamalardan (malpraktis) doğan zararlar için söz konusu olmakta (Kusurlu…, 2018) ve bu zararların tazmini gerekmektedir. Mevzuat ve uygulama açısından “tıbbi hatalar ve kusurlar”, muayene teşhis ve tedavide “tıp ilminin bilinen gereklerine aykırı yol ve yöntemler” olmaktadır. Yoksa, tıp ilminin gereklerine uygun muayene, teşhis ve tedaviden dolayı, sonuç olumsuz olsa bile, bir sorumluk söz konusu olmamaktadır. Bu minvalde, “tıbbî standartlar” (Hakeri, 545) çerçevesi dışındaki tıbbî davranışlar, sorumluluk kapsamına girmiş olacaktır. Yargıtay’ın içtihatlarında da değinildiği üzere (örneğin Yargıtay 2003), da bu konuda “yapılması gereken”le “yapılan” arasındaki mukayesede, yapılması gerekenlerden özenli olmayan ya da başka bir kusurlu ya da kasıtlı davranışlardan kaynaklanan sapma, “standart dışı”nın ve sorumluuğun kapsamında görülmektedir.

Buna göre;

Tıbbî hatadan bahsedebilmek için;
1-) Hastanın meramının ve hikâyesinin dinlenmesinde,
2-) Hastanın hikayesinin alınmasına ve hekimin tıbbî bilgi ve tecrübesine göre;
2a-) Hastanın muayenesinde,
2b-) Hastanın tahlillere ve teşhis için gerekli verileri belirleyen cihazlara sevk edilmesinde,
2c-) Hastaya ilişkin olarak elde edilen tahlil ve ölçüm-çekim verilerine göre teşhisin konmasında;
3-) Hastaya hastalığı ve tedavi yöntemleri, riski ve süresi hakkında aydınlatıcı bilgi verilmesinde,
4-) Hastanın isteği halinde tedavisinin; kendisinin ya da acil durumlarda yakınlarının onayı halinde ameliyat gibi tıbbî müdahalenin yapılmasında;
Tıbbî standartlara uyulmadığının tereddüde meydan vermeyecek şekilde belirlenmesi gereklidir. Bu doğrultuda; tıbbî standartların belirlenmesinde bir hekimin muayene ve/veya tedavi ameliyesinin uzmanı ya da pratisyen olup olmadığı, uygulanan yol ve yöntemlerin hekimler tarafından genelde bilinmesi gerekip gerekmediği gibi faktörler önemli etkendirler. Tıbbî standartların somut kesin tespiti mümkün olmayabilir. Bu sebeple, günlük hayatın olağan akışı ve makul insan aklının kabul edebileceği alt ve üst sınırlar standart kapsamında görülmüş olabileceklerdir.

Davaların Açılacağı Yargı Düzeni

Bu konularda davalar, zarara sebep olan davranış ya da işlemin özel hukuk ya da kamu (yani idare) hukukunun gereklerini içerip içermediği nazara alınarak; adlî yargıda tazminat ya da idarî yargıda tazminat istemli tam yargı davası (bakınız: Derdiman, 2014: 89 ve devamı) olarak açılacaktır. Sonuçta, idarî yargıda dava açma kriterlerini taşımayan bu davalar, zamanımızda adli yargıda ve genel olarak asliye hukuk mahkemelerinde açılmaktadırlar. İdarî yargıda açılacak davalarda husumet zarar veren ya da sebep olan kişiye değil, ilgili kuruma yöneltilecek; bu kurum ya da kuruluş, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin hükümleri de nazara alınarak tespit olunup dava dilekçesinde “davalı” olarak gösterilecektir (bakınız: Derdiman, 2014: 172 ve devamı).
Bu tür tazminat istemli davaların açılması için, zararın doğmuş ve/veya ortaya çıkmış olması aranmaktadır. İdare hukuku açısından zarar bir işlemden değil de uygulamadan doğduysa, bu zararın giderilmesi için idareye öncelikle başvurmak gibi bir kısım hususları da atlamamak gerekmektedir.

Tazminat ve Miktarı

1-) Hukuk düzeninde esas olan bir borcun tam ifasıdır. Zarara sebebiyet veren kişi onu tam ifa borçlusu gibi düşünülecektir. Aynen ifası mümkün olmayan hallerde tazmin yükümlüğü bağlamında tazminat istenmektedir. İdarî yargıda zararın aynen ifasının mümkün olabileceği dile getirilmişse de, bu hem zor hem de kurumsallaşmış bir yöntem değildir (kısa analiz için bakınız: Derdiman, 2014: 265).
2-) Kısaca denebilir ki; tazminat istenmesinde de bir kısım usul ve ölçütler nazara alınmaktadır (Derdiman, 2014: 265 ve devamı).
2a-) Maddi tazminat bakımından;
Yine de, uygulama genelde maddi tazminat istemek şeklinde olabilmektedir. Maddi tazminatın ölçütleri içine, zararın giderilmesini gerektiren masraflarla, bu zarar dolayısıyla ortalama ömür boyu karşılaşılan maddi sıkıntıların giderilmesi gibi hususlar esas alınmaktadır.
2b-) Manevî tazminat bakımından;
Kişilerin zarara sebebiyet veren davranışlarda maruz kalmaktan dolayı çektikleri acı, ızdırap ve sarsıntıyı giderecek derecede manevi tazminat istenmesi söz konusu olabilecektir. Bunun miktarını haklı ve ikna edici ölçütlere göre belirlemek gerekir.

Kaynakça              :

Derdiman, R. Cengiz (2014), İdarî Yargının Genel Esasları, Yeni Değişikliklere Göre Güncellenmiş 3. Baskı, Aktüel Yayınevi, Bursa.

Derdiman, R. Cengiz (2015), Hukuk Başlangıcı, gözden geçirilmiş 5. Baskı, Aktüel Yayınevi, Bursa.

Eren, Fikret (2012), Borçlar Hukuku, 14. Baskı, Yetkin Yayınevi, Ankara.

Hakeri, Hakan (2013), Tıp Hukuku, Güncellenmiş 7. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara.

Kusurlu… (2018), “Kusurlu Tıbbî Müdahaleden Dolayı Hekimin Tazminat Sorumluluğu Var Mıdır?” Hukuki Yaklaşım, https://www.hukukiyaklasim.com/sorularla-hukuk/kusurlu-tibbi-mudahaleden-dolayi-heki min-tazminat-sorumlulugu-var-midir/, (18.02.2018)

Kusurlu… (2018a), “Kusurlu Tıbbî Müdahaleden Dolayı Hekimin Cezai Sorumluluğu Var Mıdır?” Hukuki Yaklaşım, https://www.hukukiyaklasim.com/sorularla-hukuk/kusurlu-tibbi-mudahaleden-dolayi-heki min-cezai-sorumlulugu-var-midir/, (18.02.2018)

Yargıtay (2003), Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 06.03.2003 tarihli ve 13959/2380 sayılı kararı, aktaran: Hakeri, Hakan (2013), Tıp Hukuku, Güncellenmiş 7. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, s. 546.

Oğuzman, Kemal- Öz, Turgut (2013), Borçlar Hukuku, cilt: 2, Vedat Kitap Yayını, İstanbul.

Dikkat                                        :

1-)  Bu makalenin, yasalara uygun şekilde kaynak gösterilip atıf yapılarak kullanılması hariç, rızamız ve iznimiz alınmadan başka yerlerde yayımlanamayacağını ve kullanılamayacağını hatırlatmak isteriz. Bu hususta Yasal Uyarı sayfasını da kontrol edebilirsiniz.

2-) Bu makaleye atıf yapılması halinde:

Emirhan Derdiman, “Hekimin Tıbbi Müdahaleden Doğan Tazminat Gerektiren Sorumluluğu ve Kapsamı”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..

Şeklinde kaynak gösterilmesi gerekmektedir.

3-) İznimiz ve rızamız alınması kaydıyla diğer kullanımlarda da mutlaka:

Kaynak: Emirhan Derdiman, “Hekimin Tıbbi Müdahaleden Doğan Tazminat Gerektiren Sorumluluğu ve Kapsamı”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..

Şeklinde kaynak gösterilmelidir.