Prof. Dr. R. Cengiz Derdiman
1. Genel Bilgi ve Kapsam
Bu yazı sadece bağlanma ve cayma bedellerinin içerikleri ve birbirleriyle ve yakın bir takım kavramlarla mukayeseleri üzerinde durmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK) yürürlükteyken bunlar için “pişmanlık ve pey akçeleri” gibi terimleri kullanılmıştı. Bu nedenle, bu yazıda anlamı karşılayacak terimlere ayrım gözetmeden yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununa (TBK’ya) göre (madde: 177 ve 178); sözleşmelerde edim güvencesi ve borcun ifa edilmemesinden doğacak zararların önüne geçmek için; sözleşmede pey akçesi ve pişmanlık akçesi gibi güvenceler (teminatlar) öngörülebilir (Derdiman, 442).
2. Cayma Bedeli (Pişmanlık Akçesi)
Bir sözleşmede, sözleşme kurulurken verilen ve karşı tarafa terk edilmesi kaydıyla taraflara sözleşmeden dönebilme imkânı veren tutara pişmanlık akçesi denmektedir. Pişmanlık akçesi, “taraflardan birinin akiden (sözleşmeden) vazgeçmesi, pişman olması halinde karşı tarafa verdiği meblâğdır (Karaman, 2018). “Pişmanlık akçesi”ne; “dönme tazminatı”, “cayma parası”, “zamanı rücu”, “cayma tazminatı” veya “cayma akçesi” (deyimler için bakınız örneğin: Eren, 1192; Erişgin, 120; Reisoğlu, 438, 439) veya “cayma bedeli” denilebilmektedir.
Pişmanlık akçesinde, pişman olunduğunda sözleşmeden dönebilme değeri olarak belirlenen miktar sözleşmeden dönüldüğünde karşı tarafa bırakılmış olmaktadır (İnan-Yücel, 563). Cayma bedelinin güvencesinden yararlanabilmek için, sözleşmeden, ifaya başlanmadan evvel dönülmesi gerekir (aynı kanaat: Tandoğan, 35). Pişmanlık akçesi ile yaptırıma bağlanmış sözleşmelerden dönme, bir irade beyanı ile olur ve bu beyan karşı tarafa ulaştığında sonuç doğurur (Eren, 1192).
Bir sözleşmenin kurulması sırasında cayma parasının verilmesi ve karşı tarafça bu bedelin kabul edilmesi her iki tarafın da cayma hakkı olabileceğine işaret eder (benzer görüş: von Tuhr, 775). Cayma parası veren, sözleşmeden döndüğünde sadece verdiği para karşı tarafa gelir olabilir. Cayma parasını alanın cayması halinde ise bu parayı verene, bu para miktarının iki katını ödemek durumundadır (Eren, 1192; Reisoğlu, 438, 439).
İfa edilen sözleşmeye bağlı olan pişmanlık akçesinin, verene iadesi edilmesi gerekmektedir (Ayan, 70). Örneğin bir malın başkasına satılmaması için sahibine verilen paranın; sözleşmeden dönme halinde bu kişiye bırakılması, malın alımı halinde ise bedele mahsup edilmesi İslâm hukukunda da mümkün ve caiz görülmektedir (Karaman, 2018). Pişmanlık akçesinin ifası istenen sözleşmenin konusunun elverdiği hallerde, bu sözleşmede öngörülen meblâğa mahsup edilmesinde de anlaşılabilir.
Pişmanlık akçesinin türünü, ekonomik değerini ve (bu, para ise) miktarını sözleşmeci taraflar sözleşerek belirlerler; bunu azaltabilir ya da çoğaltabilirler. Resioğlu’nun (439) aktardığına göre, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 1965-2457 sayılı kararında ve diğer bir kısım emsal Yargıtay kararlarında belirlenmiş pişmanlık akçesinin yargı makamlarınca indirilemeyeceği belirtilmektedir. YHGK da (1970) aynı yöndedir. Bu husus doktrinde de tartışılmaktadır (Reisoğlu 439; Ayan, 70; Yağcıoğlu, 1242).
Pişmanlık akçesi sözleşmeci taraflara sözleşmeden dönebilme konusunda sözleşilmesi imkânı veren, bir noktada da sözleşmeden dönmeyi engellemeyi hedefleyen yaptırımdır. Anayasa (madde: 48) sözleşme hürriyetini korumuş ve güvence altına almış, “kişinin temel hak ve hürriyetlerini, …adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan… ekonomik engelleri” kaldırmaya çalışmak görevini Devlete vermiştir (madde: 5). Sözleşmeden dönebilmenin yaptırıma bağlanması şartıyla “sözleşmeden dönme”de sözleşilebilmesi, pişmanlık akçesi tutarının caymayı imkânsız kılmayacak makul denge gözetilerek belirlenmesini de gerektirir. Dolayısıyla hem sözleşmeden dönmemek için bir zorlamayı hem de sözleşmeden dönebilme imkânını “dengeleyecek makûl bir ölçü”den fazla görülebilecek pişmanlık bedelinin Mahkemece indirilmesi kabul edilebilmelidir.
3. Bağlanma Bedeli (Pey Akçesi)
“Pey akçesi; bir sözleşme yapılırken, taraflardan birinin öbür tarafa sözleşmenin yapıldığına delil olmak üzere verdiği bir miktar para veya başkaca taşınır bir maldır.” (Y15HD, 2015; Tandoğan, 34). Bağlanma bedeli, sözleşmenin kuruluşu sırasında karşı tarafa verilen ve “sözleşmedeki edimin yerine getirileceğinin taahhüdü” olmaktadır. “Pey akçesinin esas maksadı, in’ikad eden (kurulan) bir akdin (sözleşmenin), işbu in’ikad durumunu teyid etmektir (onaylamaktır)” (Franko, 252). Bağlanma parası sözleşmelerde ahde vefa ilkesinin işletilmesine hizmet eder (Yağcıoğlu, 1216). Pey akçesi sözleşmenin yapıldığına delil olsun diye verilir Sözleşmenin ispatını kolaylaştırır (Akıntürk-Ateş Karaman, 159).
“Pey akçesi”ne “kaparo” (İnan-Yücel, 561; Y15HD, 2015) veya “kaporo” (Oğuzman-Öz, 539), “kopara” (Franko, 252), “bağlanma parası” veya “bağlanma akçesi”, dendiği gibi, genelde “kapora” (Derdiman, 442) dendiği de olmaktadır.
Pey akçesi veren kişiler cayma hakkı kazanamazlar; ancak, sözleşmenin ortadan kalkmasına sebep olsalar bile bu parayı geri alabilirler (Oğuzman-Öz, 539). Hâlbuki, sözleşmenin, “sözleşmeden dönme” {ya da “sözleşmeden vazgeçme” (Ayan, 70) sayılabilecek} şekilde ortadan kaldırılması, “pişmanlık akçesi”yle ilgilendirilmelidir. Bu bağlamda; pey akçesini veren taraf sözleşmedeki eda yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf pey akçesini, uğradığı zarardan düşmek mecburiyetinde değildir (von Tuhr, s. 774; Yağcıoğlu, 1223, 1227). Bu durumda pey akçesinin, veren tarafından geri alınamayacağı da ortaya çıkmaktadır. “Sözleşmenin feshi”nde, önceden elde edilen çıkarlar varlıklarını sürdürürler (Ayan, 327). Buna karşılık, sözleşmeyi tarafların sözleşerek “birlikte feshetmeleri”nde pey akçesinin iadesi gerekebilecektir (Tandoğan, 35; Akıntürk-Ateş Karaman, 160). Sözleşme kusursuz imkânsızlıktan dolayı ifa edil(e)memişse de pey akçesi verene iade edilmelidir (aynı kanaat: Yağcıoğlu, 1227).
Pey akçesi ya sözleşmenin tutarından ayrı, ya da sözleşmenin tutarından bir miktarına sayılmak üzere (bir tür avans olarak) verilebilir. İkinci durumda bağlanma parası sözleşmedeki esas borca mahsup edilmiş olmaktadır. TBK hükümleri esas alındığında, aksine bir âdet yoksa pey akçesi, esas alacaktan düşülmekte (Eren, 1191); yani esas alacağa mahsup edilmektedir (Ayan, 69). İslâm hukukunda da genelde, pey akçesini “akid (sözleşme) icra edilirse bedele saymak” caiz görülmektedir (Karaman, 2018). Bu bedel sözleşmedeki ücret olabileceği gibi ona mahsup edilecek bir miktar da olabilmektedir.
4. Bağlanma ve Cayma Bedellerinin Mukayesesi (Kısa Karşılaştırma)
Pişmanlık akçesi, sözleşmeci taraflara pişman olup sözleşmeden dönebilme hakkı verirken; pey akçesi bağlanma yükümlülüğü yükler. Bir meblâğın sözleşmeyle birlikte “ön ödeme(ye), akdin in’ikadının (teşekkülünün) harici bir delili olmak ve bunun ispatını kolaylaştırmak için yapılmışsa ‘pey akçesi’; akidden cayma hakkını elde etmek amacıyla yapılmışsa ‘pişmanlık akçesi’ adı verilir.” (Kallek, 339). Pey akçesi cayma parası değildir (Y15HD, 2015; 2015a) ve bu imkânı vermez. Pey akçesi, ancak tarafların sözleşmesiyle pişmanlık akçesine dönüştürülebilir (Velidedeoğlu-Özdemir, 330).
Pey ve pişmanlık akçesi arasında sonuçları bakımından fark olup, bunlardan hangisi üzerinde sözleşildiği sözleşmede belirlenir (aynı kanaat: Erişgin, 120). Sözleşmede bir açıklığın bulunmaması halinde tarafların pey akçesi üzerinde sözleştikleri kabul edilir (Eren, 1193; Ayan, 69).
Pey akçesinin konusu, belirli bir “mal” (Franko, 254), bir “şey” (Velidedeoğlu-Özdemir, 330) ya da başka bir ekonomik değer olabilmektedir. Pişmanlık akçesinin de, sadece para değil (aksi görüş: Yağcıoğlu, 1230) eşya ya da ekonomik değer olabileceği kanaatindeyiz. Bunlar sözleşmeci tarafa ya da 3. kişilere verilmiş ya da bloke edilerek verilmiş olabilirler (bakınız: Yağcıoğlu, 1231 ve dipnot: 56). Bağlanma (ve bize göre cayma) bedeli bir kısmî ifa olmadığı (Akıntürk-Ateş Karaman, 159) gibi hediye de değildir.
Pey akçesine bağlanmış sözleşme hükümsüz olursa pey akçesi haksız zenginleşmeye sebep olur (Franko, 252, 253). Pey akçesinin, batıl veya hükümsüz olan bir sözleşmeye bağlı olması, tahakkuk etmeyen bir sebeple verilmesi anlamına geldiğinden, iadesi gereklidir (von Tuhr, 774; Velidedeoğlu-Özdemir, 330; Yağcıoğlu, 1221). İslâm hukukunda da genelde benimsendiği üzere, akid (sözleşme) “icra edilmezse geri almak üzere verilen pey akçesi caizdir” (Karaman, 2018). Dolayısıyla bağlandıkları sözleşmeleri hükümsüz hale gelen bu tutarın; bunları alan sözleşmeci tarafça, veren tarafa iade edilmeleri gerekir. Aynı hususları pişmanlık akçesi için de söylemek mümkündür (bakınız: Yağcıoğlu, 1237). Cayma bedeli, sözleşmeden dönüldüğünde karşı tarafta kalır; sözleşmenin ifası halinde verene iade edilmesi gerekir (Ayan, 70).
Pey akçesi bağlandığı sözleşmenin yasal şekle uygun olarak yapılması halinde geçerli olur (Velidedeoğlu-Özdemir, 330). YHGK da (1964) aynı yönde karar vermiştir. Pişmanlık akçesi sözleşmesi için de aynı hususlar dile getirilebilir. Hukuka ve ahlâka aykırı ve konusu imkânsız sözleşmelerde pey ve pişmanlık akçeleri batıldır. Bu bağlamda örneğin nişanlanan bir kimsenin evlenme vaadini zorlayıcı kılmak için bir ceza şartı pey ve pişmanlık akçeleri öngörülmemelidir.
5. “Cezaî Şart” ile Mukayese
“Borçlunun borcunu ihlal etmesi halinde alacaklıya ödemeyi kabul ettiği ceza hususundaki antlaşmaya ‘cezai şart’ ve ödenecek cezaya ‘sözleşme cezası’ denilmektedir.” (Oğuzman-Öz, 518) Cezaî şart da pey ve pişmanlık akçesi gibi sözleşmenin ifasına güvence ve kendine özgü bir yaptırımdır. Bu zorlayıcı bir edim; bir borcun, ispat yükü olmadan ifasını garanti altına alır ve borcun ifa edilmemesi halinde borçluya asıl borçtan ayrı olarak yüklenir.
Pey ve Pişmanlık akçeleri aynı mahiyeti taşıyan cezaî şarttan farklıdırlar. Üzerinde belirsizlik bulunan ve akdin kuruluşunda verilen tutar pey akçesi kabul edileceğinden; bu tür belirsizlikler cezai şart da olarak da görülemezler (Franko, 253). Pey akçesi de pişmanlık akçesi de dar ve teknik anlamda bir cezaî şart değildir: Cezaî şart, öngörüldüğü sözleşmelerde bu sözleşmeden dönülmesi sonucunda gerçekleşir. Pey ve pişmanlık akçeleri sözleşmeci tarafa önceden verilen peşin meblâğ olmaktadır (von Tuhr, 775; Eren, 1191, 1193). Eşdeyişle pey ve pişmanlık akçeleri önceden verilirken, cezaî şart sözleşmenin ifa edilmememsi halinde ödenecek taahhüt olarak öngörülmektedir (Yağcıoğlu, 1252).
6. “Ücret Alıkoyma” ile Mukayese
Bir sözleşmede ücretin alıkonulması pey ya da pişmanlık akçesi olarak değerlendirilemeyeceği gibi cezaî şart olarak da değerlendirilemez. Çünkü “ücret alıkoyma” (Resioğlu, 439) sözleşmede aksine bir hüküm yer almadıkça, bunu kesen, örneğin işveren konumundaki) kişinin sebep olunacak/olunan zararını gidermek için alıkonulmaktadır (Velidedeoğlu-Özdemir, 332; Resioğlu, 439). Ücret alıkoyma sadece hizmet akitlerinde söz konusu olur (von Tuhr, s. 776). Kira sözleşmesinde önceden verilen güvence bedeli “depozito” da tamamıyla kendine özgü durumdadırlar (benzer görüş: Yağcıoğlu, 1228).
Kaynakça :
Akıntürk, Turgut-Ateş Karaman (2011), Derya, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler Özel Borç İlişkileri, 17. (25) Baskı, Beta Yayınları, İstanbul.
Ayan, Mehmet (2012), Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 7. Bası, Mimoza Yayınları, Konya.
Derdiman, R. Cengiz (2015), Hukuk Başlangıcı, Gözden Geçirlmiş 5. Baskı, Aktüel Yayınları, Bursa.
Eren, Fikret (2012), Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 14. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara.
Erişgin, Nuri (2013), Medeni Hukuk-II, (Editör: Hayriye Şen Doğramacı), Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını no: 1787, Eskişehir.
Franko, Nisim (1996), “Pey Akçesinin Mahiyeti” İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, cilt: 55 sayı: 1-2, yıl: 1996, ss: 249-262.
İnan, Ali Naim-Yücel, Özge (2014), Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Türk Borçlar Kanununa Göre Güncellenip Genişletilmiş 4. Baskı, Seçkin Yayını, Ankara.
Kallek, Cengiz (2018), “Kaparo”, İslam Ansiklopedisi, http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c24/c240213.pdf, ss: 339-340, erişim tarihi: 10.01.2018.
Karaman, Hayrettin (2018), “Pey Akçesi ve Pişmanlık Akçesi”, İslâm Işığında Günün Meseleleri, http://www. hayrettinkaraman.net/kitap/meseleler/0292.htm, erişim tarihi: 11.01.2018
Oğuzman, Kemal –Öz, Turgut (2013) Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Cilt 2, Gözden Geçirilmiş 10. Baskı, Vedat Kitapçılık, İstanbul.
Reisoğlu, Sefa (2010), Borçlar Hukuku Genel Hükümler 21. Bası, Beta Yayınları, İstanbul.
Tandoğan, Şinasi (1949), “Pey Akçesi ve Zamanı Rücu”, Ankara Barosu Dergisi, yıl: 1949, sayı: 58-59, ss: 34-36.
von Tuhr, Andreas (1983), Borçlar Hukuku 1-2, Çeviren Cevat Edege, Yargıtay Yayınları, no: 15, Ankara.
Velidedeoğlu, Hıfzı Veldet-Özdemir Refet (1987), Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Yargıtay Yayınları, no: 19, Ankara.
Yağcıoğlu, Burcu, “Bağlanma Parası, Cayma Parası, Bunların Ceza Koşuluyla Benzerlikleri ve Farklılıkları”, Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Şeref Ertaş’a Armağan, Cilt: 19, Özel Sayı-yıl: 2017, ss. 1207-1270
Y15HD (2015), Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 23.11.2015 tarihli ve esas: 2015/4039, karar: 2015/5935 sayılı kararı.
Y15HD (2015a), Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 22.01.2015 tarihli ve esas: 2014/6685, karar: 2015/335 sayılı kararı.
YHGK (1964), Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.05.1964 tarihli ve 31751/383 sayılı kararı, nakleden: Velidedeoğlu, Hıfzı Veldet-Özdemir Refet (1987), Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Yargıtay Yayınları, no: 19, Ankara, s. 331.
YHGK (1970), Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.1.1970 tarihli ve esas: 1966/4-1348, karar: 1970/50 sayılı kararı, nakleden: Yağcıoğlu, Burcu, “Bağlanma Parası, Cayma Parası, Bunların Ceza Koşuluyla Benzerlikleri ve Farklılıkları”, Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Şeref Ertaş’a Armağan, Cilt: 19, Özel Sayı-yıl: 2017, ss. 1207-1270, s. 1243, dipnot: 85.
Dikkat :
1-) Bu makalenin, yasalara uygun şekilde kaynak gösterilip atıf yapılarak kullanılması hariç, rızamız ve iznimiz alınmadan başka yerlerde yayımlanamayacağını ve kullanılamayacağını hatırlatmak isteriz. Bu hususta Yasal Uyarı sayfasını da kontrol edebilirsiniz.
2-) Bu makaleye atıf yapılması halinde:
R. Cengiz Derdiman, “Cayma ve Bağlanma Bedelleri”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..
Şeklinde kaynak gösterilmesi gerekmektedir.
3-) İznimiz ve rızamız alınması kaydıyla diğer kullanımlarda da mutlaka:
Kaynak: R. Cengiz Derdiman, “Cayma ve Bağlanma Bedelleri”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..
Şeklinde kaynak gösterilmelidir.