1. Konuya İlişkin Mevzuat Hükümleri
1.1. Konuya İlişkin Hükümlere Genel Bakış
1.1.1. 6136 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği Açısından
(1) 6136 sayılı Kanun (ASBAK)
6136 sayılı “Ateşli Silahlar Bıçaklar ve Diğer Aletler Hakkında Kanun”un (ASBAK’ın) 4/1. maddesinde bir kısım kesici ve delici aletler yasaklanmıştır. Bu hükme bakılırsa, konumuz açısından:
1-) “Kama, hançer, sustalı çakı, pala, kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar…”;
2-) İle, salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletlerin yapımı yasaktır.”
Anayasa Mahkemesinin bir kararında da (AyM 2014.) belirtlidiği üzere; bu yasaklamalarlardan maksat, toplumun huzur, barış ve güveninin korunmasıdır. Bu maksatla, salt saldırı veya savunmada kullanılacak delici veya kesici aletler yasaklanmıştır. ASBAK’ın:
1-) 14/1. maddesinde bunların ithali, ihracı, bunlara aracılık ve bunların ülkede yapımı (en az iki yıl hapisle cezalandırılarak);
2-) 15/1. maddesinde de bunların satılması, satmaya aracılık, satın alınması, taşınması veya bulundurulması (en za altı ay hapisle cezalandırılarak);
Yasaklanmıştır. Bu eylemlere verilecek hapis cezalarının üst sınırları ve adli para ceza miktarları da anılan hükümlerde yer almıştır.
ASBAK’ın 4/3 maddesine göre:
3a-) “Ev gereçlerinden olan veya tababet, sanayi, tarım, spor için kullanılan aletlerle;
3b-) Bir meslek veya sanatın icrası için gerekli bıçak, şiş, raspa ve benzerlerinin;
Kullanılması (ASBAK) hükümlerine tabi değildir.”
(2) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 6/f maddesinin 3 ve 4. bentlerine göre:
1-) “Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici… alet”;
2-) “Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler”;
TCK’nın uygulanmasında “ilah” kabul edilmişlerdir. Yalnız bu kapsam, sadece nazara alınacak niteliktedir.
(3) 91/1779 Karar Sayılı Yönetmelik (ASBAY)
91/1779 karar sayılı “Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik”te (ASBAY’da) konuyla ilgili hükümler mevcuttur. Şöyleki:
1-) “ASBAK kapsamına giren” bıçak ve kesici aletleri sanat ve icra için kullanma imkanı vardır. Bu aletleri kullanacakların, bunları satın almak için mülki amirliklerden izin belgesi almak gereklidir (madde: 53/1). Dolasyıyla, bunları bir meslek ya da sanatta kullanmak maksadıya taşımak için de aynı usul geçerli olacaktır.
2-) ASBAY’ın 54. maddesine göre;
“Bıçak, diğer aletler ve benzerleri, her ne sebeple olursa olsun üstte taşınamaz. Bunların nakilleri aşağıda gösterildiği şekilde yapılır.
- a) Bavul, valiz, takım veya el çantalarında,
- b) Çuval, bez torba veya ambalajlarında,
- c) Araçların bagaj ve torpido gözlerinde,
- d) Ani olaylarda kullanılmayı engelleyecek tarzda kağıt veya bezle sarılıp paketlenmiş şekilde üstte.
Bu (hallere) aykırı olarak bıçak, diğer aletler ve benzerlerini üstlerinde taşıyanlar, kullanım belgeleri olsa dahi, haklarında Kanunun 15 inci maddesi gereğince işlem yapılır.”
1.2. 2521 Sayılı Kanun (ASTBASBK) ve Uygulama Yönetmeliği (ASTBASBY)
Konu ile ilgili, başka kanun da vardır. Bu, 2521 sayılı “Avda Ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanun”dur (ASTBASBK’dır). ASTBASBK, 1. maddesinde av bıçaklarının;
1-) Yapımı ve satışına ilişkin esasları belirlemiş;
2-) Bunların taşınması ve bulundurulmasını belgeye bağlamak suretiyle denetimini öngörmüştür.
ASTBASBK’ın 2. maddesine göre “av bıçağı”:
“Sadece avda kullanılan, av hayvanlarını kesmeye, yüzmeye ve parçalamaya yarayan oluksuz, sırtı küt veya testereli bıçaklardır.” Aynı tarifi “2521 Sayılı Avda Ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları Ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı Ve Bulundurulmasına Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik (ASTBASBY)” de yapmıştır. ASTBASBK, 2. maddesinde bir kısım av bıçaklarının diğer tip ve özelliklerini yönetmliğe bırakmıştır. ASTBASBY’ın 11/2. maddesinde: “Bu yönetmelikte tanımı ve özellikleri belirtilen av bıçaklarının işyeri veya meskende bulundurulması belgeye tabi tutulmamıştır. (Bunlar) ancak, av tezkereleriyle birlikte avlaklarda üstte taşınabile(ceğini)” öngörmüştür.
2. Mevzuat Hükümlerinden Çıkarılan Sonuç
1-) Kanunların yasakladığı bıçakları bulundurmak ya da taşımak adli nitelikli bir suçtur. Yani bu suçlar adli mercilerce hükmedilecek hapis gibi cezaları gerektiriler. Bu suçların oluşmasında “kasıt” aranmaktadır. Örneğin, emsal kararda (Yargıtay 2018) ceza mahkûmiyeti için, sustalı bıçağı “taşıma bilinci” aranmıştır.[1]
2-) ASBAK’ta yasaklanan bıçakların satın alınması ve kullanılması gibi hususlar ise ruhsat almakla mümkündür. Örneğin; valiliklerce “antika eser” niteliğindeki bir hançer’e antika ruhsatı düzenlenbilmektedir.
3-) Evde, tıbbî işlerde, sanayi, tarım, spor ya da bir meslek ve sanatta[2] kullanılan bıçaklar ASBAK hükümlerine tabi değildir.
4-) ASTBASBK kapsamına giren bıçaklar ise ancak avlaklarda taşınabilirler. Bunun için de izin alınmalıdır. ASTBASBK, örneğin; av tezkeresi almadan yivsiz av tüfegi taşıma gibi eylemleri idari para cezası ile cezalandırmıştır. Fakat ASTBASBK’ta, bunların mevzuata aykırı taşınmasını/bulundurulmasını yaptırıma bağlayan açık düzenlemeya rastlanamamaktadır. ASTBASBK’ın kesici ve delici aletlere ilişkin düzenlemelerin düenleneceğini belirttiği ASTBASBY’da da durum aynıdır. Bu mevzuata göre, bu bıçakların meskende ya da iş yerlerinde bulundurulmaları zaten herhangi bir ruhsata tabi olmamaktadır.
3. Taşınması Yasak Olmayan Bıçakların Belirlenmesi
3.1. Kanunlardaki Hükümler Açısından
3.1.1. Genel Olarak
“Mülkiyet; bir malın, sahibi ile ilişkisi yönüyle aldığı addır” (Derdiman, 2015: 371). Mülkiyete konu olan maddî değer, menkûl (taşınır) veya gayrımenkûl (taşınmaz) “mallar”dır. Mülkiyet hakkı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK’nın) 683. maddesinde belirlenmiştir.[3] Bıçak da bir eşyadır ve Anayasanın 35. maddesindeki mülkiyet hürriyeti ile ilgilidir. Kamu hürriyetlerinin güvenceleri esas; sınırlandırmaları istisnadır (Yongalık, 10; Derdiman, 2013: 158; 2015: 142; Erdinç, 206). Temel hakları sınırlandırıcı hükümler dar yorumlanırlar; dolaylı da olsa[4] geniş anlamlandırılamazlar. Temel haklar ancak kanunla sınırlanabilir (Derdiman 2013: 161).
Bu izahata göre:
Yukarıda zikredilen ASBAK ve ASTBASBK’da:
1-) Yasaklanmayan bıçakların;
2-) Taşınması belli usul ve şartlara bağlı tutulan bıçakların bu usul ve şartlara uyularak;
Taşınmaları yasak değildir.
Kanunlarda öngörülen usul ve şartların ya da yasaklamaların, bunlara konu olan bıçaklar dışına taşacak şekilde genişletilmesi söz konusu olamaz.
3.1.2. Serbestçe Taşınabilecek/Bulundurulabilecek Bıçak Olarak “Çakı”lar
(1) Genel Tespitler
Mevzuatta “bıçak” tabiri geçmektedir. ASBAK ve ASBAY’da yasak bıçaklar ya da yasaklama hal ve şartları belirtilmektedir. Örneğin, “sustalı çakı” mevzuatta yasaklanmaktadır. “Sustalı çakı”, “düğmesine basılınca kesici kısmını hızla ve kendiliğinden ortaya çıkaran ve sabitleştiren susta tertibatı” bulunan bıçaktır. (Yargıtay, 2010; Derdiman, 2007: 395). Bu aletin otomatik olarak açılması ve kapanması, bunu diğer bıçaklardan ayırıcı özelliktir. Bıçaktaki susta tertibatı, bıçağı; otomatik ve seri şekilde açılabilir ve kapanabilir olması sebebiyle “saldırı ve savunma bıçağı” haline getirmektedir. Çünkü, bu tertibatla, örneğin bir saldırıda kesici kısmı açmak ve kapatmak için uzun zaman harcanmamış olacaktır.
Kanunda taşınması yasaklanan:
1-) Bıçakların tek tek sayılmış olması, işlevleri itibarıya bunların benzeri olmayan bıçakların;
2-) “Sustalı çakı” tabirinin kullanılmış olması, “sustalı”dan başka “çakı”ların;
Olabileceğini göstermektedir. (Aynı kanaat: Derdiman 2007: 395). Çünkü kanun koyucu abesle iştigal etmez.
Günlük dilde:
1-) “Bıçak”, kesici alet olarak, hançerin küçüğü, çakının büyüğüdür (Şemseddin Sami, 128).
2-) “Çakı”, “açılıp kapanan bir veya birkaç ağızlı küçük cep bıçağı” anlamlarına gelmektedir. Bıçak ise sap ve kesici kısımdan meydana gelen kesme aletidir (Ayverdi, 354).
Bıçak, “kasap bıçağı”, “ev bıçağı” gibi “daha çok” bir meslek ve sanatın icrasında kullanılmaktadır. Ancak çakıdan büyük de olsa bunlardan farklı, yasak olmayan bıçaklar da vardır. Çakılar da, kişilerin yanında taşıdıkları ve günlük alelade işlerde kullandıkları aletlerdir.
(2) Emsal Kararlarda Durum
İçtihatlar da taşınması yasak olmayan bir kısım bıçakların ve çakıların varlığını kabul etmektedirler:
1-)“Otomatik olmayan ve bozuk olan bıçağın bulundurulmasının izne tabi olmadığını” belirten (Yargıtay 2010);
2-) Sustalı bıçağın taşıyanı tarafındasn sustalı olduğunu bilinmesini araştırmayı isteyen (Yargıtay. 2017);
3-) “İddianame … sustalı çakıdan söz edilmediği anlaşılmakla … 6136 sayılı Yasaya göre yasak nitelikte bıçak taşıdığından bahisle (kurulan hükmü) … boz(an)” (Yargıtay 2014);
Kararlar buna emsal niteliktedirler.
Şu da var ki, ASBAK’ın 4. maddesinde yer alan bıçaklarla “salt saldırı ve savunmada kullanılacak özeellikteki benzerleri”nin[5] de yasaklandığı belirtilmektedir.
(3) Somut Ölçütlere Göre Taşınması Yasak Olmayan Bıçaklar
(3a) El İle Açılıp Kapatılabilen Bıçaklar
1-) El ile açılıp kapatılabilen bıçaklar taşınabilir. (Hangi…, 2018). Karşılaştırmalı hukukta da açılıp kapanan bıçakların bir kısmı kanunî yasaklamalardan istisna tutulmuştur. Örneğin Alman hukukunda izah edilebilir hukuki bir menfaat halinde taşıma imkanlarına rastlanabilmektedir. (Bakınız: Waffenrecht, 1).
2-) Elle açıldığında bıçaktaki otomatik olmayan bir mandalla sabitleştirilebilen; yine mandala basılarak sırf el ile kapatılabilen; bıçaklar “yasak” addedilemezler. “ASBAK’ta belirtilen özellikleri taşımamakla birlikte namlu sabitleme kilidi bulunan bıçaklar, … piyasada alınıp satılmakta(dır. Ayrıca) kişilerin üzerlerinde ya da araçlarında taşınıp ev ve işyerinde de bulundurulabilmektedir. Salt namlu sabitleme kilidini taşıması nedeniyle bıçağa yasak niteliği tanımak yasanın düzenleniş şekli ve amacına aykırıdır.” (YCBS 2014). Bu tür bir bıçağın “ancak bir suç kapsamında kullanılığında” saldırı ve savunmada kullanılmak amacıyla taşındığı düşünülebilir.[6] (YCBS 2014).
(3b) Salt “Saldırı ve Savunmaya Ayrılmamış” Bıçaklar
1-) ASBAK bazı bıçakları saymıştır. Bunlarla, salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel niteliklere sahip “benzer bıçaklar”5 yasaklanmıştır. Buna göre, yasak bıçaklar yasaklanmış halleri ile taşınamazlar. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (TCK’nın) 6. maddesine göre: Yasak olmayan bıçaklar da “salt saldırı ya da savunmada kullanımak üzere” taşınamazlar. Örneğin, “kanuna göre yasak sayılmayan bıçağı ne şekilde sırf saldırı amacıyla taşıdığı hususu açıklanmadan…” ceza öngörülemeyecektir.[7] (Yargıtay 2013).
AyM’nin bir kararında da (AyM 2015); mülkiyet hakkı, “bireye emeğinin karşılığına sahip olma ve geleceğe yönelik planlar yapma (imkan)ı tanı(r).” şekilde görülmüştür.
Bu duruma göre kişiler, mülkiyetlerindeki[8] bıçakları “salt saldırı ya da savunmada kullanma amacıyla” değil; örneğin:
1a-) Zevk için;
1b-) Kanunlarda yasaklanmayan diğer amaçlarla;
Taşınabilirler. Bunlardan da anlaşılacağı üzere; mülkiyet haklarını sınırlarını kanunlar çizer. (Aynı yönde: AyM 2015).
2-) Şüphesiz ki; bıçakların namlularının saldırı ve savunmada kullanma amacını çağrıştırmayacak uzunlukta ve genişlikte da olmaları da uygun olacaktır. Karşılaştırmalı hukukta kesici kısmının en fazla belli bir uzunlukta olması da aranmıştır. Örneğin Alman hukukunda, kesici kısmın 12 santimetreden uzun olması yasak kapsamında görülmüştür (Waffengesetz, § 42a/1-3). ETCK’nın 265. Maddesinde bıçak için toplam 25 cm’lik azami uzunluk öngörülmüştür. Uygulamada:
2a-) Ordu Valiliğince çıkarılan bir “genel emir”de 8 cm’den uzun namlulu bıçaklar yasaklanmıştır (O ilde.., 2015). -Unutmamak gerekir ki: Bu karar o il ile sınırlı olup, o il’in ihtiyaçları çerçevesinde alınan karardır.-
2b-) Bir davada “Emniyet … Kriminal Polis Laboratuvarı(nın) 8 Aralık 2010’da hazırladığı rapor dikkat çekmiştir. Bu raporda 15 cm’lik namlusu bulunan bıçağın yasak olmadığı belirtilmiştir. (26…, 2011).
Bu arada namlunun azami genişliği de önemsenmelidir. Genişliğindeki Belli bir ölçüden az olanlar kanundaki sivri uçlu bıçak fazlasıyla geniş olanlar hançer gibi addedilebilirler. Bu nedenle kanaatimizce makul olanı örneğin, 1 cm’den az, 2 cm’den fazla olmamasıdır.[9]
Nihayetinde bıçaklarda böyle bir azami uzunluğun ve genişliğin mevzuatla belirlenmesi yerinde olacaktır. Halizhazırda bu bakımdan doğacak tereddütler ise sanık ya da fail lehine yorumlanmalıdır. Şüpheden sanığın yararlanması evrensel ve çağdaş sanık haklarındandır.
3.2. Kanunla Yasaklanan Bıçaklara “Benzer Özellikli Aletler”
3.2.1. ASBAK’taki “Benzer Aletler” Deyimine İlişkin Değerlendirme
ASBAK’taki (madde: 4), (kanunda yasaklanan bıçaklara) “özel nitelikteki benzeri aletler”in suç teşkil etmesi, hukuk devletinde “belirlilik” ölçütüne uygun değildir. Kanunda muğlak kalan konular, kişilerin lehine yorumlanmalıdırlar. “Benzer” tabiri, suç kapsamını keyfi şekilde genişletici olarak görülemez. Böyle bir genişletme, “kanunsuz suç olmaz” prensibine aykırı olacaktır. Bir emsal kararda; “iki parçadan oluşan kabzasını namluyu kabza ucunda sabitleme kilidiyle bağlayan bıçak[10] “…tip ve niteliği bakımından ‘sustalı çakı’ benzeri olarak mütalaa edil(miştir).”[11] (Yargıtay 2016).
Temel hakların ancak kanunla sınırlanabilir (Anayasa madde: 13). Bir bıçağın, salt saldırı ya da savunmaya özgü olduğu kesinleştirilmeden; (diğer bıçaklarla) “benzerlik” kurulması kanunda olmayan yasak koymak anlamına gelecektir. Anayasadaki “kanunla sınırlanma”, kanunda tereddüde mahal vermeyecek açıklıktaki sınırlamadır. Tereddüde sebebiyet verecek belirsizlikler, kişiler lehine yorumlanırlar. Kaldı ki;
1-) Örneğin bir valiliğin çıkardığı genel emirle, kelebek veya sabitlenebilir namlu vasfı bulunan her türlü kesici aletler yasaklanmıştır. Dolayısıyla bu bıçakların önceden, kanunlara göre serbest olduğu kabul edilmiş olmaktadır. (O ilde…, 2015).
2-) Yargıtay başka kararında, kelebek tabir edilen ve (işler bir ya da hiç) sustalı tertibatına sahip olmayan (aynı) bıçakların suç teşkil etmeyeceği sonucuna varmıştır. (Yargıtay 2003). Yargıtay (2003), bu kararında, İçişleri Bakanlığının aynı yöndeki yazısına dayanmıştır. Bu karar Yargıtay Ceza Genel Kurulunca da onanmıştır (bakınız: Yargıtay 2004). Bu durum, bir bıçağın, ASBAK’ta yasaklanan bıçaklara açıkça benzer bir özelliği bulunmadıkça suç teşkil etmeyeceğini anlatmaktadır.
3.2.2. “Benzer Aletler”i Hukuka Uygun Olarak Genişletici İstisna
Taşıdığı tertibata göre gördüğü işlev yasal hükümlerle yasaklanan bıçaklarla aynı ya da benzer olan bıçakların yasaklanmaları hukuka uygundur. “Benzer” bıçakların hukuka uygun yasaklanmaları için, salt savunma ya da saldırıda kullanılabilecek işleve sahip olmalıdırlar. ASBAK, 4 maddede yazılı aletlere “salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletlerin” yasaklanması öngörülmüştür. Örneğin Kanunda “sustalı çakı”nın tanımı yoktur. Kabzedeki düğmeye basınca otomatik (yandan) açılan ve/veya bıçak sustalı çakı addedilmektedir. Keza, tertibat düğmesine basınca kabze içinden otomatik olarak ileri fırlayan bıçaklar da işlev olarak sustalı çakıya benzemektedir. Bu bıçak karşılaştırmalı hukukta da yasak kapsamına alınmıştır. (Alman Hukuku için bakınız: Waffengesetz, § 1 Abs. 4; aynı yönde: PBL, 52).
3.3. İdarî İşlemlerdeki Sınırlayıcı Hükümlerin Suça Etkisi
3.3.1. Yönetmelikler Açısından
(1) ASBAY ve ASTBASBY’a Aykırılığın “Suç” Oluşturup Oluşturmaması Sorunu
1-) ASTBASBK av bıçaklarının yasaklanmasına ilişkşin bir hükümm koymamıştır. ASTBASBY av bıçağının tanımını yapmıştır. Yönetmeliğin yukarıya alınan 11/3 maddesi diğer hükümleri ile birlikte incelendiğinde tanımladığı spor ya da av bıçaklarının taşınmasını yasaklayan içeriğe sahip olmadığı görülür. Hüküm, ancak torbada veya ani saldırıda kullanmayı engelleyecek şekilde kâğıt ya da bezle sarılıp paketlenmiş olarak taşınmasına amirdir. Bu hükme aykırı davrananlara da yasal işlem yapılmasını öngörmüştür. Fakat yapılacak yasal işlem de belli değildir.
2-) ASBAK:
2a-) 1. maddesinde bıçaklarla ilgili olarak kendisinin (ASBAK’ın) uygulanacağını öngörmüştür.
2b-) 4. maddesinde yasak kapsamındaki bıçak ve aletleri belirtmiş;14/1 ve 15/1. maddeslerinde “bu kanun (ASBAK) hükümlerine” aykırı davranışları suç addetmiştir.
Ancak, bu kanun; kararname veya yönetmelik gibi düzenleyici işlemlerle suç koymasına ilişkin olarak idareye yetki vermemiştir.
ASBAY’ın örneğin 54. maddesinde bıçakların taşınması yasaklanmış, nakilleri için muhafaza tertibatı alınması öngörülmüştür. ASBAY bunlara aykırı davranışların ASBAK’ın 15. maddesine göre cezalandırılacaklarını da hüküm altına almıştır.
3-) Hukukumuzda suçların ve cezalar kanunla konulur. Anayasanın 38. maddesi ve TCK kanunsuz suç ve ceza olmayacağı ilkesini öngörmüştür. Yürütmenin yasal hudutlar dairesinde bazı fiilleri suç olarak tavsif etmesi mümkün görülmektedir (bakınız: Soyaslan, 56; Tosun, 351). Bu hallerde kanun bir suçun hüküm unsurunu saptadığı “çerçeve”de düzenleme yetkisini idareye verebilmektedir (Ersoy, 23). “Açık ceza kuralı” (Ersoy, 23) denilebilecek bu çerçevenin idarece doldurulması hukuka aykırı görülmemktedir. AyM ve Danıştay kararlarıyla doktrin, yürütmenin ya da idarenin bir suç koyması için kanunkoyucu tarafından ve kanunla sınırları belirlenmiş şekilde yetkilendirilmesini aramaktadır.[12]
Yönetmelikler Anayasanın 124 maddesine göre kanunun ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin uygulanmasını göstereceklerlerdir. Bundan başka bir sebeple çıkarılamazlar. Bu nedenle, ASBAY ya da ASTBASBY’daki düzenlemelerin kanunda yer almayan yasakları koyacak kadar genişletilmesi mümkün değildir. Nitekim yukarıda değinilen Yargıtay (2010; 2014; 2017.) kararlarında da “kanun kapsamına girmeyen” bıçakların suç teşkil etmeyeceği belirtilmiştir.[13]
(2) Yönetmeliklere Aykırılığın “Kabahat” Açısından Durumu
1-) 5326 sayılı Kabahatler Kanununun (Kab. K.’nın) 32. maddesi, yetkili makamlar tarafından uyulması için konulan emir ve yasaklara aykırı davranışa idarî ceza/yaptırım öngörmektedir. Bu hükmün uygulanması için, bu düzenlemelerin özel kanunlarında açık hüküm bulunması gerekmektedir (Kab. K.’nın 32/2; Yargıtay 1973). Halbuki ASBAK ve ASTBASBK’da verilecek emirlere aykırı davranışlarda Kab. K.’nın 32. maddesinin uygulanacağına ilişkin bir hüküm yoktur.
2-) Kab.K. 43. maddesine göre, “Yetkili makamlardan ruhsat almaksızın kanuna göre yasak olmayan silahları (meydanlarda) görünür bir şekilde taşımak (yasaktır. Aksi hale) kolluk tarafından elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.” Bu hüküm yasak olmayan silahlardan bahsetmiştir. Kab. K.’nın bu hükmünün 765 sayılı “mülga” Türk Ceza Kanununun (MTCK) 549 maddesini karşılamak için konulduğu anlaşılmaktadır. Kab. K.’nın bu hükmünün, ruhsatsız tüfekleri taşımayı engellemeye yönelik olarak konulduğu[14] gibi bir izlenim oluşmaktadır (Çağlayan, 223). Nitekim, ASTBASBK’ın 13. maddesinde yivsiz av tüfeklerini bulundurana veya taşıyanlara ETCK’nın 549 maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir (Yalçın,191). Fakat tüm bunlar, Kab. K.’nın bu hükmündeki silah tabirinin av tüfeği ile sınırlı tutmak için haklı sebep değildirler. Zira ASBAK’ta ve diğer mevzuatta yer alan “silah tanımları ve kapsamları hukukumzda bağlayıcıdır.” (Benzer görüş bakınız: Yalçın, 190, 191).
Kab. K.’nın 43 maddesi, yetkili makamlardan ruhsata alınarak taşınabilecek silahlerın taşınma yöntemini belirtmektedir.
Buna göre, taşınması yasak olmadığı gibi ruhsata bağlı da olmayan silahlar bu madde kapasamında düşünülmemelidir. (Aynı kanaat: Yalçın, 192). Bu nedenle ASTBASBY’ın, öngördüğü hükümlere uyulmadan av bıçağı taşınmasında öngördüğü yasal işlemin bu 43. maddeye göre yapılması da şüphelidir. Bir görüş (Yalçın, 192) av bıçaklarının ve açıkta taşınan her bıçağın bu kapsama girebileceğini söylemektedir. Bu gibi hususların açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
(3) Genelge veya “Genel Emir”lerin Bıçak Taşımayı Yasaklayıcı Etkileri
1-) Aşağıda değinileceği üzere, kanunlarda yasaklanmamış kesici ve delici aletler, KAB.K.’nın 32 ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun (İİK’nın) 9/c maddesine göre, Valiliklerce ilan edilerek yasaklanmaktadır (örneğin: Bıçak…, 2014). Bu yetki Valilere özgü ve il sınırları içinde geçerlidir. İİK’nın yaptığı yollamadan, valilik emirlerine aykrırılığa, Kab. K.’nın 32. maddesine göre yaptırım uygulanabileceği anlaşılabilmektedir. Örneğin İçişleri Bakanı tarafından il valiliklerine “genel emir çıkarma” talimatı vermek de mümkündür (Örnek olarak bakınız: Taksicilerle…, 2018).[15]
2-) Genelgeler bir kamu kuruluşunda, üst makamların ast makamlara verdikleri, hizmetin görülüş usulleri ya da teşkilat iç düzeni ile ilgili düzenleyici emirlerdir. Emir gibi düzenleyici işlemler, hiyararşik denetim usulünün vasıtalarından birisidir. Bunlar kamu kuruluşlarının iç düzeninde kendi teşkilat ve personelini bağlayacaktır. (Derdiman, 2015a: 21; Özay, 350; Em, 25). Bu durumda, genelge ve emirler, hizmetin verildiği vatandaşa hak veya yükümlülük getirici içeriğe sahip olamazlar. Toplumu genelge değil, dayanak kanundaki açık hüküm bağlar. Şu halde, genelgeyle, kanunda öngörülmeyen bir yükümlülük öngörülemeyecektir.
Sonuç
Nihayetinde;
1-) Hukuken:
1a-) ASBAK’taki yasak bıçaklardan ve “salt saldırı ve savunmada kullanılmak maksadına uygun özel nitelikte imal edilmiş olmayan;[16]
1b-) Yukarıdakilere, (ASBAK’ta yazılı olan şekilde) “benzer” aletler kapsamına girmeyen;
1c-) Kamu düzeni maksadıyla idarece “genel emir”lerle yasaklanmayan;
2-) Kişilerin yanlarında –meyve soymak gibi maksatlarla veya- zevk için ya da başka gaye ile bulundurduğu;
3-) Elle açılıp elle kapatılabilen;
4-) Kesici kısmı (namlusu) saldırı ya da savunmada kullanılmayı çağrıştırmayacak uzunlukta ve genişlikte olan;
“Cep bıçağı” şeklinde tanımlayabileceğimiz (Doğan. 204) çakıları ya da bıçakları suç ve elkoyma kapsamına sokmak mümkün değildir.” (Derdiman, 2007: 393, 394).
Burada özellikle düğmesine basıldığında otomatok açılabilen sustalı çakıların suç teşkil ettiğini söylemek gerekir. Elle açılarak sabitleştirilebilen ama yine mandalından kurtarılması ve kapatılması el ile yapılabilen bıçakların sustalıya benzemediği salt saldırı veya savunma amacıyla taşınan bıçak ya da benzeri olmaması gerektiği kanaatimizi belirtmeliyiz. Keza kelebek addedilen, kabzeleri elle açılarak sabitleştirilerek namlusu açılabilen bıçakların da buna benzer addedilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Bunlar yasak addedilmeleri için mevzuatta açıkça yapılacak yasaklanma ile olabilecek tereddütler giderilmelidir. Mevzuatta açıkça yasaklama olmayan ve yasaklama benzeri bıçaklar kapsamına girmeyen bıçakların taşınmasında şüpheli bir durum bile sanığın lehine yorumlanması gerekmektedir.
Diğer taraftan;
Hukukumuzda bıçakların kesici kısmının (namlusunun) uzunluğu ve genişliğine ilişkin bir düzenleme yoktur. ETCK’da tüm uzunluğun en fazla 25 cm olması öngörülmüştür. Bu ya da benzeri hüküm günümüzdeki mevzuatta yoktur. Yargı içtihatlarına konu teknik raporlarda 15 cm’lik uzunluk bile yasak kapsamında görülmemiştir. Namlu uzunluğu tahminen 10-15 cm’ye genişlikleri yine tahminen 2 cm’ye kadar olan bıçaklar bir belge olmadan serbestçe alınıp satılabilmektedirler. Yukarıda zikredilen “şüphe” bu konudada geçerli olabilecektir. Dolayısıyla salt saldırı ve savunmaya elverişli özel niteliğiyle yasak bıçaklara benzerliği kesin olmayan bıçakların; namlu uzunluğunun veya genişliğinin salt saldırı ve savunmaya yönelik olmayı çağrıştırabileceği durumlarda da şüphe sanık lehine yorumlanacaktır. Tüm bu hal ve şartlar, nevi şahsına münhasır olup, her bir olay için ayrı ayrı değerlendirleceklerdir.
TCK’nın anılan 6. maddesi gözetilerek, taşınması mümkün tüm bıçaklar saldırı ya da savunmaya elverişli halde taşınmamalıdırlar. ASBAY’ın 54 ya da ASTBASBY’ın 11/3 maddesi taşınması yasak olmayan bıçakların taşınma yöntemleri getirmektedirler. Bu akpsamdaki bıçaklar, kapalı bir torba veya çantada veya bir kılıf ya da sarılı paket halinde üstte taşınabilmelidirler.
30.03.2019
KAYNAKÇA :
1. Eserler
Ayverdi, İlhan (2006). Misalli Büyük Türkçe Sözlük, cilt: 1, Kubbealtı Neşriyat, İstanbul.
Çağlayan, Ramazan (2006). İdari Yaptırımlar Hukuku, Adalet Yayınarı, Ankara.
Derdiman, R. Cengiz (2007). Polis Yönetimi ve Hukuku, mevzuattaki en son değişikliklere göre yeniden yazılmış 3. Baskı, Nobel Yayınları, Ankara.
Derdiman, R. Cengiz (2013). Anayasa Hukuku, 3. Baskı, Aktüel Yayınları Bursa.
Derdiman, R. Cengiz (2015). Hukuk Başlangıcı, Gözden Geçirilmiş 5. Baskı, Aktüel Yayınları, Bursa.
Derdiman, R. Cengiz (2015a). İdare Hukuku, Genişletilmiş ve Güncellenmiş 5. Baskı, Aktüel yayınları, Bursa.
Em, Ali (2003). Kanunların İdari Düzenleyici Tasarrufların Yapım Tekniği, 4. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara,2003, s. 25, nak: Fındıklı, Remzi-Bilgiç, Veysel, İdare Hukuku, Geliştirilmiş III. Baskı, Anadolu Yayıncılık, Ankara, 2006, s. 37.
Doğan, D. Mehmet (1996). Büyük Türkçe Sözlük, İz yayıncılık, İstanbul.
Erdinç, Tahsin (2010). İnsan Odaklı Devlet ve Özgürlük Öncelikli Anayasa, XII Levha Yayın-ları, İstanbul. S. 206.
Erman, Hasan (2012). Eşya Hukuku Dersleri, Gözden Geçirilmiş 2. Basım, Der Yayınları, İstanbul.
*
Ersoy, Yüksel (2002). Ceza Hukuku, İmaj Yayınları, Ankara.
Özay, İl Han (2002). Günışında Yönetim, Alfa Yayınları İstenbul.
Soyaslan, Doğan (1990). Yürütme Organının Suç ve Ceza Koyma Yetkisi, Kazancı Yayınları, Ankara.
Şemseddin Sami (2010). Kamus-ı Türkî, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
Tosun, Öztekin (1962). “Yürütme Organlarının Koyduğu Kaidelere Aykırılıkların Cezalandırılması”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, cilt: 28, sayı: 2, ss: 349-366.
Yalçın, İsmail (2007). Tüm Yönleriyle Kabahatler Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara.
Yongalık, Aynur (2011). “‘İstisnalar Dar Yorumlanır’ Kuralı ve Değerlendirilmesi”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, cilt: 60 sayı: 1, yıl: 2011, ss: 1-15.
2. İnternet Kaynakları
26…, (2011). “’26 santimetre’lik bıçakla gezmek yasaya uygun!”, T24, 21 Ocak 2011 02:00 https://t24.com.tr/haber/26-santimetrelik-bicakla-gezmek-yasaya-uygun,123247 (24.03.2019).
Bıçak Taşımanın Cezası Belli Oldu (2014). 22 Eylül 2014 Pazartesi 11:52 – Son Güncelleme 22 Eylül 2014 Pazartesi 12:02 https://www.trthaber.com/haber/gundem/bicak-tasimanin-cezasi-belli-oldu-145179.html (17.03.2019).
Bıçak Taşımak Yasaklandı (1970). Güncelleme Tarihi: 01 Ocak 1970, Perşembe – 02:00 http://www.belge.com.tr/haber-121608-bicak_tasimak_yasaklandi.html (17.03.2019)
Hangi… (2018). Hangi Bıçaklar Taşınabilir? Yasak Olmayan Bıçaklar Hangileridir? (2018), https://www.egzersiz antrenman. com/hangi-bicaklar-tasinabilir/ (16.03.2019)
Taksicilerle…, (2018). “Taksicilerle İlgili 81 İle Genelge Gönderildi” https://www.icisleri.gov.tr/taksicilerle-ilgili-81-ile-genelge-gonderildi (27.03.2019)
*
O İlde…, (2015). “O ilde bıçak taşımak yasaklandı” Yeni Akit, 14 Ağustos 2015 Cuma 16:41, https://www.yeniakit.com.tr/ haber/o-ilde-bicak-tasimak-yasaklandi-86950.html, (26.03.2019).
PBL (2011). Waffen, verbotene Waffen und Gegenstände, PBL (Polizeipräsidium Bereich Landeskriminalamt), Polizeilicher Jugendschutz Themenheft 2, 4., überarbeitete Auflage, Inhaltliche Bearbeitung Jörg Röger, Eberswalde. https://ww w.schuetzenverein-blankenloch-1913.de/app/download/5796985979/Waf fen-Verbotene+Waffen+ und+Gegenst% C3%A4nde.pdf (16.03.2019)
TBMM (2005). Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu Raporu, 22. Dönem 3. Yasama Yılı sıra sayısı: 840, https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil01/ss840m.htm (15.03.2019)
TBMM (2005a). Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kurulunda 22. Dönem 3. Yasama Yılında 29/Mart /2005 Salı günkü 76. Birleşimi, https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tutan ak_g_sd.birlesim_baslangic ?P4=14065&P5=B&PAGE1=89&PAGE2=89 (15.03.2019)
Waffengesetz (2002). Ausfertigungsdatum: 11.10.2002, http://www.gesetze-im-internet.de/waffg_2002/WaffG.pdf (18.03.2019).
Waffenrecht (2008). Bayerisches Staatsministerium des Innern, https://www.alte-ritter.de/files/5/stellungnahme-des-bayer-innenministeriums-zum-neu.pdf (16.03.2019).
3. İçtihatlar
AyM (2011). Anayasa Mahkemesinin 13.01.2011 tarihli ve esas: 2009/21, karar: 2011/16 sayılı kararı.
AyM (2014). Anayasa Mahkemesinin 16.01.2014 tarihli ve esas: 2013/61, karar: 2014/3 sayılı kararı.
AyM (2015). Anayasa Mahkemesinin 10.9.2015 tarihli ve esas: 2015/25, karar: 2015/81 sayılı kararı.
Danıştay (2016). Danıştay 15. Dairesinin 12.10.2016 tarihli ve esas: 2016/6791 sayılı (yürütmeyi durdurma) kararı.
Yargıtay (1973). Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/11/1973 tarihli ve 333/705 sayılı Kararı, Nakleden: Kabahatler Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/993), https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d22/c079/tbmm 22079076ss0840.pdf (26.03.2019).
Yargıtay (2003). Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 10.03.2003 gün ve 6346-113 sayı kararı, nakleden: Yargıtay 2004).
Yargıtay (2004). Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.02.2004 tarihli ve Esas No: 2004/8-17 Karar No: 2004/36 sayılı kararı.
Yargıtay (2010). Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 4.5.2010 tarihli ve Esas No: 2008/9885 Karar No: 2010/6728 sayılı kararı.
Yargıtay (2013). Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2.7.2013 tarihli ve Esas No: 2013/2189 Karar No: 2014/23662 sayılı kararı
Yargıtay (2014). Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 12.11.2014 tarihli ve Esas No: 2014/7996 Karar No: 2014/25899 sayılı kararı.
Yargıtay (2016). Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.03.2016 tarihli ve Esas No: 2014/738 Karar No: 2016/149 sayılı kararı.
Yargıtay (2016a). Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.05.2016 tarihli ve Esas: 2014/708, Karar: 2016/225 sayılı kararı.
Yargıtay (2017). Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 7.3.2017 tarihli ve Esas No: 2015/15108 Karar No: 2017/2266 sayılı kararı.
Yargıtay (2017a). Yargıtay 1.Ceza Dairesinin 6.11.2017 tarihli ve Esas No: 2016/2195 Karar No: 2017/3737 sayılı kararı.
Yargıtay (2018). Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 4.10.2018 tarihli ve Esas No: 2018/6065 Karar No: 2018/10363 sayılı kararı.
Yargıtay (2018a). Yargıtay 8.Ceza Dairesinin 25.12.2018 Esas: 201/23265 Karar: 2018/15118 sayılı kararı.
Yargıtay (2018b). Yargıtay 8.Ceza Dairesinin 24.12.2018 Esas: 2018/ 1571 Karar: 2018 / 14926 sayılı kararı.
YCBS, (2014). Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 30.06.2014 gün ve 189772 sayılı tebliğnamesi, nak: Yargıtay, 2016a.
Dikkat :
1-) Bu makalenin, yasalara uygun şekilde kaynak gösterilip atıf yapılarak kullanılması hariç, rızamız ve iznimiz alınmadan başka yerlerde yayımlanamayacağını ve kullanılamayacağını hatırlatmak isteriz. Bu hususta Yasal Uyarı sayfasını da kontrol edebilirsiniz.2-) Bu makaleye atıf yapılması halinde:
- Cengiz Derdiman, “Taşıması Yasak Olmayan Bıçakların Tespitine İlişkin Değerlendirmeler”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..
Şeklinde kaynak gösterilmesi gerekmektedir.3-) İznimiz ve rızamız alınması kaydıyla diğer kullanımlarda da mutlaka: Kaynak: R. Cengiz Derdiman, “Taşıması Yasak Olmayan Bıçakların Tespitine İlişkin Değerlendirmeler”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..Şeklinde kaynak gösterilmelidir.
DİPNOTLAR
[1] Bu kararda “kaba üst aramasında pantolon kemerine takılı sustalı çakı benzeri bıçak bulunduğu anlaşılan sanığın eyleminde kolayca tespiti mümkün olan bıçağı bilinçli olarak ve cezaevine sokma saikiyle görevlilere teslim etmediği şeklinde bir sonuca varılamayacağı” belirtilmiştir. Yargıtay (2016a) kararında “Sanığın, suça konu bıçağın taşınmasının yasak olduğunu bilmediğini savunduğu” dikkat çekmektedir.
[2] ASBAK’ın hükmünde, meslek ve sanatın icrasında kullanılacak bıçaklara ilişkin usullerin yönetmelikte düzenleneceğini bildirmiştir. “6136 Sayılı Kanun Kapsamına Giren Bıçak Ve Diğer Aletler İle Benzerlerinden Bir Sanat Veya Mesleğin İcrası İçin Kullanılması Zorunlu Bulunanların Yapım, Kullanım Ve Nakline Dair Yönetmelik (BSMYKY) yürürlükten kaldırılmıştır. Önceki yönetmeliği ilga eden yönetmelik 10 Nisan 2013 Çarşamba tarihli ve 28614 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Böylece, BSMYKY’nin meslek ve sanatta kullanım için izin belgesi alma zorunluluğu getiren 10. maddesi de yürürlükten kaldırılmıştır.
[3] Mülkiyet hakkı, mallar üzerinde yararlanma, kullanma ve her türlü tasarrufta bulunabilmeyi içerir (bakınız: Erman, 57). “Mülkiyet hakkı, kişiye başkasının hakkına zarar vermemek ve kanunların koyduğu sınırlamalara uymak (şartı)yla… tasarruf (imkanı) veren bir haktır” (AyM 2015). Kişinin “mal ile arasındaki, tasarruf, yararlanma ve/veya kullanma yetkisine ilişkin bağa mülkiyet hakkı denmektedir.” (Derdiman, 2015: 371).
[4] “Tasrih mukabelesinde (de) delâlete itibar yoktur” {açık hükümlerde dolaylı anlamlara (da) bakılmaz (Mecelle, madde: 13)}.
[5] Bakınız “3.2. Kanunlarda Açıkça Yasaklanmayan, “Benzeri aletler”in Durumu” başlığındaki izahat.
*
[6] Yargıtayın bu başvuruya verdiği (2016a) kararında: Adli Tıp Raporunda, namlu sabitleme kilidi bulunan bıçağın sustalı çakı benzeri olduğunun açıkça belirlenememesi, mahkumiyete engel nitelikte görülmüştür. Her ne olursa olsun burada belittiğimiz gibi, kabzesindeki mandal tertibatıyla açıldığında sabitlenebilir ve/veya sabitleme mandalına basılarak yine elle kapatılabilir bıçakla; “sustalı işlevi” arasında benzerlik kurmak zordur. Bu tür bıçaklar, işlevi ve şekli bakımından “hançer” veya benzeri de olmadıkları sürece yasak addedilmemelidirler.
[7] Bir başka kararda mahkumiyet açısından: “bıçağın 19.03.2010 tarihli ekspertiz raporu ile (ASBAK’ın) 4. maddesi kapsamında yasak nitelikte olmadığının belirlenmesi (önemsenmiştir.) Ve (ceza tayininde) oluşa göre de sanığın söz konusu bıçağı sırf saldırı amacı ile taşıdığının (kanıtlanıp) kanıtlanamaması(nın) dikkate alın(ması)” (Yargıtay 2016) gerekeceği belirtilmiştir.
[8] Kanunlar zilyetlerin de aynı şekilde mülkiyet üzerinde tasarrufa izin vermektedirler.
[9] Örneğin, Yargıtay (2016a) kararı, kesici kısmının (namlusunun) genişliği bir virgül üç santimetre olan bıçaktan sözetmiştir.
[10] Bu tür bıçaklar, “kelebek bıçak” olarak adlandırılmaktadır. Bunların saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişliliği önemlidir. Ama yine de bu tür bıçakların da kanunda açıkça yazılması yerinde olurdu.
*
[11] Bir başka karardan anlaşıldığına göre de: “sustalı çakı ‘benzeri’” bıçak ile ilgili olarak herhangi bir kamu davası açılmamıştır. (Yargıtay 2017a). Ancak, Yargıtayın aynı kararının devamında “bu hususta zamanaşımı süresi içerisinde dava açılması mümkün görülmüştür.”
[12] Anayasa Mahkemesi (AyM). suçun idari düzenleme ile konmamış olması için, “suç sayılan eylemin ve cezasının kanunda gösterilmesi” şartını aramıştır. (AyM 2011) Ve “kanunlarda öngörülmeyen kuralın yönetmelik ile düzenlenemeyeceği sonucuna varılm(ıştır).” (Danıştay, 2016).
[13] Yargıtay’ın bir kararında (Yargıtay 2018b): “Gerekçeli karar başlığında suç adının “bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak satma satın alma taşıma veya bulundurma” yerine “ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir hata olarak görülmüştür.” Bu durum, bıçak ve diğer aletleri izinsiz taşımak suçundan bahsetmeyi gerektirmiş olmaktadır. Sonuçta burada da yasak ya da yasak olmayan bıçakların belirlenmesinde “kanun”un esas alınmış olduğu değerlendirilmektedir.
[14] Kab. K.’nın bu hükmünin hükümet gerekçesine göre; “Ruhsatsız olarak bulundurulan av tüfeğini, maddede belirtilen yerlerde görünür bir şekilde taşınması kabahat olarak tanımlanmış ve karşılığında idarî para cezası öngörülmüştür.” Bu hüküm Adalet Komisyonunda (TBMM 2005) ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kurulunda (TBMM 2005a) üzerinde görüşme olmadan kabul edilmiştir.
[15] Örneğin; 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 1. maddesi İçişleri Bakanını ülkenin emniyet ve asayişinden sorumlu tutmuştur. 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 22. maddesi illerde valilerin verebileceği emirleri kolluğa vermeye İçişleri Bakanını yetkili kılınmıştır. Aynı kanunun 1. maddesinde de emniyet ve asayişi sağlama görev ve yetkisi kolluğa verilmiştir. “Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi”nin 254/a ve diğer ilgili hükümleri de bu konuda dayanak oluşturmaktadır. Dolayısıyla, ülkenin emniyet ve asayişinden sorumlu tutulan İçişleri Bakanının böyle emirler çıkarabileceği değerlendirilebilir. (Örneğin: Bıçak Taşımanın…, 2014). Bu değerlendirmeye, mevzuatla verilen bu yetkilarin İİK’daki gibi açık ve somut olmadığı gerekçesiyle itiraz da edilebilir. Bu tür tereddütler, İİK’da valiliklere verilen genel emir çıkarma yetkisinin; birden fazla ilde ya da Ülke düzeyinde kullanılabilmek üzere yasal düzenlemeyle açıkça İçişleri Bakanına da verilmesiyle giderilebilir.
*
[16] “6136 sayılı Yasanın 4. maddesi kapsamında yasak niteliği haiz bıçaklardan olmayan suça konu bıçağın kasten yaralama suçunda kullanıldığı ve sanığın yaralama suçundan da mahkum olduğu anlaşıldığından “sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıma” suçunun unsurunun oluşmadığı anlaşılmakla…”