Anayasamızın Türk Toplumunun temeli olarak kabul ettiği Aile, nikâh dediğimiz evlilik sözleşmesiyle tesis edilen kurumdur. Anlaşıldığı kadarıyla, Anayasanın ruhu evliliğin sürekliliğini genel, bu birliğin bozulmasını da istisna görmektedir. Boşanma, mevcut evlilik sözleşmesinin eşlerden en az birisinin başvurusu üzerine mahkeme kararı ile sona erdirilmesi anlamına gelmektedir.
Sitemizde bulunan örnek anlaşmalı boşanma dava dilekçesine buradan ulaşılabilir.
Anlaşmalı Boşanma Şartları
Hukukumuzda bir kısım hal ve şartlara göre, çeşitli boşanma şekilleri vardır. Konumuzu teşkil eden “anlaşmalı boşanma”, kanunlara göre, tarafların evliliklerinin üzerinden 1 yıl geçtikten sonra, aralarında, belli konular da dahil olmak üzere boşanma konusunda anlaşarak, mahkeme kararıyla boşanabilmeleri anlamına gelmektedir. Bu gibi durumlarda eşlerden en az birisi tarafından açılan davada, genellikle, anlaşma konuları ya dava dilekçesinde belirtilmekte ya da dava dilekçesi ekine anlaşmalı boşanma protokolü de konabilmektedir. Anlaşmalı boşanma aşağıda dile getirilen yasal hükme göre, evlilik birliğinin temelden sarsılmış olması gerekçesi ile açılmakta ve davayı karşı tarafın kabul etmesi gerekmektedir.
Anlaşmalı boşanma protokolünün resmi şekilde örneğin noter huzurunda düzenlenmesi gibi bir zorunluluk yoktur. Anlaşmalı boşanma protokolü; eşlerin boşanma tazminatı, nafaka, çocukların velayeti, mal tasfiyesi gibi hususları kapsar. Ancak mahkeme huzurunda tarafların bu boşanma protokolünü itirazsız kabul ettiklerini ikrar ederek onaylamaları, bu irade beyanlarının da duruşma zaptına geçmesi gerekir. Zaten taraflar bu tür boşanma davasında nihayetinde ve mutlaka mahkeme huzurunda anlaşmış olmalıdırlar.
Mahkeme huzurda, doğrudan ya da protokole dayanarak varılan anlaşmaya istinaden boşanma kararı vermektedir. Ancak; hakim evlilik üzerinden 1 yıl geçmemişse veya haklı gördüğü diğer sebeplerle, anlaşmalı boşanma talebine ret kararı verebilecektir. Bu konuda detaylı hüküm, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166. Maddesinde mevcuttur.
Sorumlulukları gördüğünde, bu sorumlulukların yerine getirilebileceğini de belirleyemezse, dava temelinin sakat olduğunu gerekçe göstererek boşanma talebini reddedebilir.
Boşanma Kararına Karşı Kanun Yolundan Feragat
Mahkemece verilmiş olan boşanma kararlarına karşı, taraflarca kanun yoluna başvurulabilir. Kanun yoluna başvurabilme hakkından feragat edilebilmesi de mümkündür. Anlaşmalı boşanma davasında verilen boşanma kararının istinaf ya da temyize götürülmesinden feragatin geçerli olup olmayacağına ilişkin olarak şunlara yer verilmelidir:
1-) Boşanma protokolünde yer alan haklardan feragatin kanunda yer alan “davadan feragat”ten tamamen başka şeydir.
2-) HMK’nın 349. maddesi gereğince mahkeme kararı tebliğ edildikten sonra, istinaf ya da temyiz başvurusundan feragat edilebilir. Bu şekildeki feragat kesin olup iptal edilemez. Feragat edilmesine rağmen kanun yoluna başvuru durumunda ise ilgili merciler ret kararı verirler.
3-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311/1 maddesine göre irade bozukluğu hâllerinde, feragatin iptali istenebilir.
5-) Anlaşmalı boşanma davasında aile mahkemesi verdiği boşanma kararında, Anayasanın 40/2 maddesinin de bir gereği olarak, taraflara hitaben yasal başvuru yollarını ve sürelerini de belirtir. İstinaf mercii ise kararında aynı hususları temyiz yolu için belirtir. Taraflar kararları buna göre istinaf ya da temyiz merciine götürebilirler.
5-) Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin esas:. 2012/14467, karar: 2012/31520 sayılı emsal kararına göre, “taraflar arasındaki anlaşmaları boşanma davasında; verilen karar temyiz eden davacı boşanma davasından feragat ettiğine ilişkin bir beyanda bulunmamakta, eşi tarafından tazminatsız ve nafakasız olarak boşanma konusunda kandırıldığını, ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, davacının bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır.”
Yukarıdaki bilgilerden hareketle, konumuzu teşkil eden feragat kesindir ve bundan vazgeçilemez. Ancak, kesin hükümsüzlüğe karar verilmesini gerektiren kandırılmak ve sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesinin ortaya çıkmış olması gibi hallerde, kanun yollarından feragatinden vazgeçip muhatap yargı mercilerine başvuru yapılabilecektir. Bu halde başvuruyu alan kanun yolu mercileri, yine de durumu kendileri takdir edecek, bir ret kararı vermemeleri halinde dava çekişmeli davaya dönüşerek kanunyolu sürecinde devam etmiş olacaktır.
Sonuç itibariyle;
1-) Anlaşmalı boşanmada verilen mahkeme kararına karşı kanun yollarına başvurmaktan yukarıda yazılı usul ve şartlarda feragat edilebilecektir. Genel kural olarak bu feragatten vazgeçilemeyecektir.
2-) Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311. maddesi gereğince feragatten ancak istisnai durumlarda vazgeçilebilmesi mümkündür. Şöyle ki;
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311. maddesi gereğince: “…İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” Anlaşmalı boşanmada anlaşılan hususların, yerine getirilmesinin imkansız olması ya da kandırılmış olmak, baskı, tehdit, hata veya hile vb. gibi iradeyi fesada uğratacak hallerden kaynaklanması sebebiyle feragat edenin kanun yollarına başvurusu imkanı olabilecektir.
Dikkat :
1-) Bu makalenin, yasalara uygun şekilde kaynak gösterilip atıf yapılarak kullanılması hariç, rızamız ve iznimiz alınmadan başka yerlerde yayımlanamayacağını ve kullanılamayacağını hatırlatmak isteriz. Bu hususta Yasal Uyarı sayfasını da kontrol edebilirsiniz. 2-) Bu makaleye atıf yapılması halinde: “Anlaşmalı Boşanma Davası ve Boşanma Kararına Karşı Temyizden Feragat”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..” Şeklinde kaynak gösterilmesi gerekmektedir. 3-) İznimiz ve rızamız alınması kaydıyla diğer kullanımlarda da mutlaka “Kaynak: Hukuki Yaklaşım, …………………, erişim tarihi: ../../20..” Şeklinde kaynak gösterilmelidir.