Prof. Dr. R. Cengiz Derdiman

Soru İçeriği: Sağlık şartları yetersiz görülerek kamu görevine kabul edilmeyen kimse, idarî yargıya başvurmuştur. Bu kişi, eksik sağlık şartını bu arada tamamlamıştır. İdarenin sağlık şartlarındaki eksiklik sebebiyle başvuruyu ret işlemi de; yargı kararıyla yürütmesi durdurulduktan sonra iptal edilmiştir. Bu kişi, idareye yargı kararının uygulanması için başvuru yapmıştır. Fakat idarece, yeniden sağlık kuruluna sevk edilmiştir. Yeni raporda ortaya çıkan başka bir eksiklikten dolayı kişinin bu talebinin yeniden reddedilmesi hukuka uygun mudur? İdareye yapılan başvuruyu kabul işlemleri devam ederken mevzuata konulan yeni usul ve şartlara uyulması mecburî midir?

Kapsam

Bu yazı; idarenin, bir idarî işlemi iptal eden yargı kararını, mevzuattaki imkânsızlıktan dolayı uygulanıp uygulanamayacağını konu almaktadır. Yargı kararının uygulanmasından sonra işlem tamamlanmamışken mevzuattaki yeni değişiklik halinde idarenin takip edeceği usul de kapsama dâhildir. Bu kapsamı daha iyi anlatması için, yukarıda kurgulanan soru içeriği, örnek olay olarak ele alınmıştır.

Genel Bilgi

İdarenin her bir somut olayı içeren bireysel işlemleri, kanuna ya da varsa diğer düzenleyici işlemlere dayanabilir (Derdiman, 2015: 46). Bunun gibi; bir kısım kamu görevlerinin gerektirdiği sağlık şartları, ilgili kanuna göre çıkarılacak idarî düzenleyici işlemle belirlenebilir. Soru kapsamındaki:

3 Ocak 2018 tarihli ve 30290 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği” (ETSŞY) buna örnektir. Soru içeriğine cevaba katkısı açısından açıklayıcı bir bilgi daha gereklidir: 4.8.2003 tarihli ve 25189 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan (eski) “Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği” (EETSŞY), ETSŞY ile yürürlükten kaldırılmıştır. ETSŞY’ye göre: Emniyet hizmetleri sınıfına ya da bu mesleğe hazırlayıcı öğrenciliğe intisap için sağlık kurulu raporu almak şarttır. Bu hükmün lafzı, yorumu gerektirmeyecek kadar açıktır. Fakat meselâ soru özeti/içeriğindeki  ve benzer durumlarda karmaşıklık görülebilmektedir.

İptal Kararlarının Uygulanması

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa(İYUK’a) göre; iptal kararlarının gecikmeksizin ve nihayet 30 gün içinde uygulanması gerekmektedir. (Madde: 28/1). Bu genel kuraldır. Ayrıca, Anayasanın 36. maddesiyle garantiye alınan adil yargılanma hakkının bir gereğidir. Bu hak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHM) 6. maddesinde de güvence altına alınmıştır. Uygulamaya ilişkin sürenin hesabında idarî işlemi iptal eden kararın idarece tebellüğ edildiği tarih esas alınır.

İptal Kararlarının Uygulanmasının İmkânsızlığı

“İdareden beklenen, iptal kararını görmemezlikten gelmemek, iptal kararının gereklerinin yerine gelmesine karşı koymamaktır.” (Uler, 25; Derdiman, 2014: 235). «Kazaî (yargısal) ilâmların maddî ve kanunî imkânsızlık mevcut olmadıkça (infazı gerekir).» (Danıştay 1967). “İptal kararı üzerine, idare aynı sonucu sağlayan yeni bir karar alabilir” (İdari, 15). Şöyle ki; idarenin, iptale konu işlemi:

1-) Yetki ya da şekil sebebiyle iptallerde, bu eksiklikleri gidererek aynı işlemi tesis mahiyetinde (Derbil, 181);

2-) Mevzuatta yapılan yetki veya şekil-usul değişikliği hallerinde yeni duruma uyarlayarak;

3-) İptal hükmünden farklı bir sebebi (meselâ: Danıştay 1967a) gerekçe göstererek;

Yeniden tesis etmesi, yasal duruma göre, mümkündür/muhtemeldir (bakınız: Derdiman, 2014: 234; Derbil, 181). Emsâl bir kararda, (iptal edilen) disiplin cezası yerine, duruma göre, hukuka uygun başka bir ceza verilmesi mümkün görülmüştür. (Danıştay 1990).

İdare, iptal kararını iptal edilen işlemden evvelki durumu geri getirecek şekilde uygulamalıdır. Bu mümkün değilse, durumun icaplarına göre iptal kararına en uyarlı şekilde uygulamak esastır (Derdiman, 2014: 235). “Danıştay da uygulamanın kapsamının idarenin hukukî imkânlarıyla sınırlı olduğunu belirtmiştir.” (Danıştay, 1967a; 1968).

Aynı konudaki yeni bir idarî işlemlerinin önceki işlemin iptali kararını görünüşte yerine getirmek mahiyetinde olup olmadığı, oluşa veya gidişata göre takdir edilebilir. İptal edilenle aynı konudaki yeni işlem, “kazanılmış hak”lara müdahale teşkil etmemelidir. Hatta bu gibi bir durumun “beklenen hak”lara ve “haklı beklenti”lere (bakınız: Derdiman 2018) de aykırı olmamasına özen gösterilmelidir.   Bir hakkın kazanılmış ya da beklenen hak veya haklı beklenti olup olmadığı ve mevzuattaki hükümlere karşı konumları gibi hususlar, her bir somut olaya has olmak üzere değerlendirilebilir.

İdarenin Hukuka Bağlılığı

İdarenin hukuka ve mevzuata bağlılığı mecburidir. Yasal idare prensibi bunun en önemli dayanağını teşkil eder (Bakınız: Derdiman, 2015: 45 ve devamı).

Bir konuda kazanılmış hakkın varlığı hukuk teorisinde istikrar ve düzen gereğidir. Fakat kazanılmış ya da bekleyen haklar ya da haklı beklentiler mevzuatta bir hükümle açıkça korunmadıkça idare bunu koruyamayacaktır. Çünkü, idare mevzuatı uygulamak zorundadır; mevzuatla bağlıdır. İdare mevzuat hükmünü de yok sayamaz; uygulamaktan kaçınamaz. Çünkü bir işlem yok statüde olmadığı sürece hukuk âleminde mevcuttur. Böyle bir işlem, sakat olsa bile iptal edilinceye kadar, geçerli sayılır (Uler, 99).

Sorudaki misale bakarsak:

Emniyet hizmetleri sınıfı mensuplarının ya da polis eğitim kurumlarındaki öğrencilerin bu statülerinden 6 aydan fazla uzak kalmaları  söz konusu olabilir. Bu halde ETSŞY 12/1. maddesine göre, intisap için yeniden sağlık şartlarının yeterliliği aranır. Bu, başvurucunun sevk edildiği kuruluştan yeniden ETSŞY’nin aradığı şartları taşıyan sağlık raporunu alması anlamında gelmektedir. ETSŞY’nin geçici 1. maddesi de EETSŞY döneminden beri “devam etmekte olan tüm sağlık işlemleri”nin de ETSŞY’ye göre “yürütüleceğini” belirtmiştir. Bundan:

1-) Önceki başvuruculardan işlemi tamamlanmayanlara kazanılmış ya da beklenen hakkın tanınmadığı;

2-) EETSŞY döneminde başlayan işlemlerin aynı mevzuata göre sonuçlandırılmayacağı;

Sonuçlarına varılmaktadır. Bir kimsenin bir statüyü elde ediş süreci devam ederken, mevzuatta yapılan değişikliklerin gerektirdiği usul ve şartlara uyulmalıdır. “Ortada bir mahkeme kararı da olsa idare yeni hukuki duruma göre hareket etmek zorundadır” (Gök, 551). Bunun istisnası, işlemleri devam eden kişilerin önceki sürece tabi olmalarını öngören açık hükmün konmasıdır. Dolayısıyla, ETSŞY’nin koyabileceği yeni şartları tamamlamış olmak da gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Yukarıdaki açıklamalara katkı sağlayıcı yargı kararları da belirtilmelidir:

Emsal bir karara göre; önceki statüyle yurtdışında görevlendirme başvurusu reddedilen başkomiser davayı kazanmıştır. Ancak iptal kararı verilene kadar geçen sürede başkomiserlikten emniyet amirliğine yükselmiştir. Yönetmelik ise başkomiserlikten daha üst rütbelerin yurt dışı göreve tayinine imkân vermemektedir. Bu husus sebebiyle yargı kararının hukuken uygulanmasının imkânsız olduğuna hükmetmiştir (Danıştay 1991).

Diğer taraftan; usul hukuku hükümlerinin derhal uygulanması hukukun genel ilkelerindendir. Yargı sürecinde mevcut olan, iptal davasına konu işlemin uygulanmasını imkânsız kılan bir durumun, mahkemece nazara alınması düşünülebilir. (Yayla, 258). Ama kararda böyle bir belirtim yoksa, idarenin mevcut mevzuatla bağlılığı kaçınılamaz olacaktır.

Sonuç

Tüm bunlara bakılırsa, idarî işlemi iptal eden yargı kararının:

1-) Mevzuatta yer alan ya da

2-) Mevzuata sonradan konulan,

Hükümlerin oluşturduğu imkânsızlıklar sebebiyle;

Uygulanamayacağı ihtimal dairesindedir. Uyuşmazlıkta varsa kazanılmış ya da bekleyen hak veya haklı beklenti teorilerine dayanılacağı iddia edilebilir. Bunların imkânsızlıkla çatışmalarında hangisinin diğerini işlevsiz klıacağı her bir somut olaya göre değerlendirilebilecek husustur. Bu doğrultuda, idarenin bağlı kalacağı mevzuatın durumu da nazara alınmalıdır. Çünkü, bunun idarenin yeni işleminin hukuka aykırı olup olmadığına etkisi de düşünülecek muhtemel hususlardandır.

Tüm bunlar ve her bir somut uyuşmazlığın kendine özgü durumu; her halde, her bir somut olay için uzmanından hukukî destek almayı gerektirmektedir.

 

Kaynakça                      :

Danıştay (1967). Danıştay Dava Daireleri Kurulunun 15.12.1967 tarihli ve esas: 966/877, karar: 1967/11119 sayılı Kararı nakleden:, Uler, 100.

Danıştay (1967a). Danıştay Dava Daireleri Kurulunun 20.1.1967 tarihli ve esas: 965/472, karar: 1967/49 sayılı Kararı nakleden:, Uler, 102.

Danıştay (1968). 8.10.1968 tarihli ve e: 967/680 k: 1968/659 sayılı kararları, nak: Uler, s. 100 ve Derdiman, 2014: 235.

Danıştay (1978). Danıştay 3. Dairesinin, 9.3.1978, tarihli ve esas: 1978/151, karar: 1978/199 sayılı kararı, nakleden: İdari, 28.

Danıştay (1990). Danıştay 10.Dairesinin, 15.02.1990 tarihli ve esas: 1989/2490, karar: 1990/270 sayılı kararı, nakleden: Derdiman, 2014: 234.

Danıştay (1991). Danıştay 1. Dairesinin 4.4.1991 tarihli ve Esas: 1991/54, Karar: 1991/53 sayılı kararı, nakleden: Yayla, 253,

Derbil, Süheyp, (1940). İdare Hukuku, cilt:. I, (İdari kaza-idari Teşkilat), Recep Ulusoglu Basımevi, Ankara.

Derdiman, R. Cengiz (2014). İdarî Yargının Genel Esasları, Yeni Degisikliklere Göre Güncellenmis 3. Baskı, Aktüel Yayınları, Bursa.

Derdiman, R. Cengiz (2015). İdare Hukuku, Genişletilmiş ve Güncellenmiş 5. Baskı 5. Baskı, Aktüel Yayınları, Bursa.

Derdiman, R. Cengiz (2018). “Kazanılmış Hak, Haklı Beklenti ve Bekleyen Hak Kavramları” http://www.hukukiyaklasim.com/ makaleler/kazanilmis-hak-hakli-beklenti-ve-bekleyen-hak-kavramlari/  (08.01.2019).

Gök, Hasan (2013). “Danıştay Kararlarından Hareketle İdari Yargı Kararlarının İmkânsızlık Nedeniyle Uygulanamadığı Haller” İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası,  cilt: 61 sayı: 1, ss:. 547-558,

İdari (2019). İdari Yarı Kararlarının Uygulanması, https://www.oral.av.tr/yayinlarimiz/idari1.pdf (08.01.2019).

Uler, Yıldırım (1970). İdari Yargıda İptal Kararlarının Sonuçları, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 281, Ankara.

Yayla, Ahmet (2015). “Fiili veya Hukuki İmkânsızlığın İdari İşleme Etkisi Üzerine Bir Deneme”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 17, Sayı: 2, yıl: 2015, s. 233-271.


Dikkat                       :

1-)  Bu makalenin, yasalara uygun şekilde kaynak gösterilip atıf yapılarak kullanılması hariç, rızamız ve iznimiz alınmadan başka yerlerde yayımlanamayacağını ve kullanılamayacağını hatırlatmak isteriz. Bu hususta Yasal Uyarı sayfasını da kontrol edebilirsiniz.2-) Bu makaleye atıf yapılması halinde:

  1. Cengiz Derdiman, “İdarenin Mevzuata Bağlılığının İptal Kararlarının Uygulanmasına Nasıl Bir Etkisi Vardır?”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..

Şeklinde kaynak gösterilmesi gerekmektedir.

3-) İznimiz ve rızamız alınması kaydıyla diğer kullanımlarda da mutlaka:          Kaynak:  R. Cengiz Derdiman, “İdarenin Mevzuata Bağlılığının İptal Kararlarının Uygulanmasına Nasıl Bir Etkisi Vardır?”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..

Şeklinde kaynak gösterilmelidir.


 

Önceki YazıHazırlık Soruşturmasında Teşhis
Sonraki YazıGünümüzde Banka Hesaplarından İşletim Ücreti Kesilebilir mi?