Prof. Dr. R. Cengiz Derdiman
Av. Emirhan Derdiman*
Soru Özeti/İçeriği: Bir kimseden Bankada:
1-) Hesap açtırmak ya da mevcut hesabını kapattırmaktan;
2-) Hesap hareketlerinden dolayı
3-) Kredi kullanması karşılığında dosya parası;
Gibi bir kısım adlarla hesap işlerim ücreti kesilebilir mi?
1. “Hesap İşletim Ücreti”nin Tanımı ve Kapsamı
“Hesap işletim ücreti”nin mevzuatta tanımı yapılmış değildir. Hesap işletim ücreti:
1-) Mevduat[1] kabul ve/veya kredi veren banka ve benzer finansal kuruluşlarda açılan hesaplara ya da;
2-) Verilen hizmet ve ürünlere veya kredilere
İlişkin olarak yapılan işlemler karşılığında alınan ücret olarak belirlenebilir.
“Geniş anlamda” alınan bu hesap işletim ücreti;
1-) Bankanın mudi adına yaptığı otomatik talimatlı ödemeler için;
2-) Kullanılan kredi işlemleri gibi bir kısım usullerin yerine getirilmesi;
3-) Kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın verilen Kredi kart ya da kredi kartları;
4-) Hesapta hareketlilik olmasa bile hesap işletimi adı altında hesap için;
Mudi’den ya da kredi kullanan karşı taraftan alınan tutarları kapsamaktadır.
Sırf kart ya da kredi kartlarının veya bankadaki hesabın işletilmesi için alınan ücretler ise burada inceleme konumuzu teşkil eden dar anlamda hesap işletim ücreti olarak anılabilir.Hesap sahibinin bir borcunun ödenmesi maksadıyla hesabından alınan tutarlar ise kapsam dışında kalmış olmaktadır.
Dolayısıyla bizim asıl konumuz, bankalarda açılan mevduat hesaplarından hiçbir ödeme yapılmadığı halde para kesilmesi ile ilgilidir. Mudilerin (banka mevduat hesabı sahiplerinin) kullandıkları kart ya da kredi kartı bedeli kesilmesi de benzer bir içerik taşımaktadır. İnceleme konusu edilen kişiler de 6502 sayılı Tüketicinin Korunmasına Dair Kanun”un (TKK’nın) kapsamına giren, aynı kanunun tanımını 3. maddesinde yaptığı tüketicilerdir. Banka ile muhatap olanların tacir ya a esnaf olmaları, daha farklı ve ayrıksı durum oluşturabilecektir.
2. Konuyla İlgili Mevzuata Bakış
1-) 6502 sayılı Tüketicinin Korunmasına Dair Kanun” (TKK) 4/3. maddesinin;
1a-) İlk cümlesinde: “Tüketiciden; kendisine sunulan mal veya hizmet kapsamında haklı olarak yapılmasını beklediği ve sözleşmeyi düzenleyenin yasal yükümlülükleri arasında yer alan edimler ile sözleşmeyi düzenleyenin kendi menfaati doğrultusunda yapmış olduğu masraflar için ek bir bedel talep edilemez.” Denmektedir. Kanun tüketiciyi ise, “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder şekilde tanımlanmaktadır
1b-) Son cümlesine göre; “Bankalar, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde ise tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü alınarak bu Kanunun ruhuna uygun olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından belirlenir.”
2-) 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun (BKK’nın) 24. maddesi,
kart hamilimin yaptığı işlemler nedeniyle, sözleşmede yazılı olmayan faiz komisyon veya masraf gibi adlar altında hiçbir ödeme talep edilemeyeceğini amirdir.
3-) Bu konuda tesis edilen düzenleyici işlemlere de bakmak gereklidir:
3a-) TKK’nın 4/3. maddesine dayanarak çıkarılan ve tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar belirlemeyi içeren “Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” 03.10.2014 günlü, 29138 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
3b-) 16/10/2006 tarihli ve 2006/11188 sayılı Kararın[2] 4. maddesine göre: “Mevduatta faiz dışında, katılma hesaplarında ise kâr payı dışında menfaat temin edilemez.”
3c-) 09.12.2006 tarihli ve 26371sayılı Resmi Gazetede Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca yayınlanan (2006/1 sayılı) tebliğin 4 maddesine göre, “Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir.”
3. Ücret Kesilmesi Lehine Olan Gerekçeler
Bizim bu incelememize konu olan hesap işletim ücretinin kesilmesinde bankaların haklı olduklarına dair bir kısım gerekçeler ileri sürmeleri mümkündür. Örneğin hesap işletim ücretinin, bankalarca, ‘hesaba ilişkin muhasebe kayıtlarının yapılması, kontrolü ve sürdürülmesinden kaynaklanan masraflar’ olduğu”[3] dile getirilmektedir. Hesap işletim ücretinin banka hesabındaki mevduatın korunması da bir başka gerekçe olarak ileri sürülebilir. Bankalarca bu ücret, kredi kartları açısından ticarî hizmet karşılığı talep edilen ücret olarak da görülebilmektedir.
4. Hesap İşletim Ücretinin Hukuka Aykırılık Açısından Değerlendirme
4a-) Genel Olarak Hukuka Aykırılık Değerlendirmeleri
1-) Bankalar, yukarıda belirtilen gerekçeleri ileri sürmüş ya da sürecek olsalar da, bir mudinin hesabında bulunan mevduattan banka işlerinde yararlanmaktadırlar. Örneğin hesaplarda bulunan tüm paralarla başkalarına kredi vermekte ya da başka banka işlemleri yapabilmektedirler. Bankanın, hesaba katlanmasının karşılığında, zaten mevduatı kâr edecek şekilde kullanabilme kazanımı elde ettiği düşünülürse, ayrıca bir ücret kesmek, bir konuda iki kez yükümlülük getirmek olacaktır. Öte yandan kredi kartları karşılığında yapılan alışverişte, kredi kartını ibraz eden ve bu karttan parayı çeken iki taraftan da Bankanın taksitlere koyduğu faizlerle ya da gecikme zamları şeklinde kazanımı olabilmektedir.
2-) Banka hesabında para kalmaması halinde ise, zaten hesap üzerinde bir muhasebe işlemi yapmak imkânsızdır. Daha özlü anlatımla, bankada, parası kalmayan hesapta hesap işlemi yapılmaz. Burada hesap sahibi, işletilen bir hesaba sahip olmadığı için bundan borç doğması imkânsızdır.
Hâl böyleyken işletim ücreti kesmek ücreti hak edecek bir emek sarf edilmeyeceğinden Anayasanın 55/1. maddesine[4] aykırı olur.
Bankalarda hesapta para kalmaması halinde hesap işletim ücreti hesaba para yatırıldığında otomatik olarak kesilecek şekilde tahakkuk ettirilebilmektedir. Parası olmayan bir hesabın fiilen herhangi bir işletimi gerektirmeyecek şekilde işlevsizleşmiş olmasına rağmen, hesaba para yatırıldığı anda otomatik olarak bir hesap işletim ücretinin kesildiğine tanık olunabilmektedir. Ki işlem yapılması imkânsız hesaba hesap işletim ücreti kesmek kanunlara ve adalet ilkesine aykırıdır.
4b-) Danıştay Kararlarına Atıf Yaparak Değerlendirme
1-) DİDDK 3. dipnotta anılan kararını, bankacıların beyanlarını alara vermiştir. Bu beyanda, hesap işletim ücretinin tahsilinde, “hesab”ın değil, “hesap sahipleri”nin esas tutulduğu; birden fazla hesabı olan bir kişiden bir tek hesap işletim ücreti alındığı belirtilmiştir. DİDDK’nın bu kararında, hesap işletim ücretinin tahsilinde hesapların değil de müşterinin baz alınmasının, hesap işletim ücretini hukuksuz hale getirdiği vurgulanmıştır. Bu sebeple de ilgili idarî düzenlemenin yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiştir. Bu ücretin, kişilerden her bir hesapla ilgili işlemler için ayrı ayrı değil; tüm hesapları için alınması, hesap işletim ücretini haklı kılmamış olmaktadır.
2-) DİDDK anılan kararıyla, Danıştayın ilgili dairesinin verdiği yürütmeyi durdurma kararına itirazı reddetmiştir. Davayı gören Dairenin bilahere verdiği nihaî kararı da;[5] bu ücretlerin alınmasında “yerleşik yargı kararları[6] çerçevesinde ücret, komisyon ve masrafların haklı, makul ve belgeli olması gerektiği kriterlerine aykırılık” görmüştür. Karar, hesap işletim ücretinin her bir hesabın işletilmesine ilişkin işlemler karşılığı değil de “sadece müşteri bazında alınmasını” da hukuka aykırılık gerekçeleri içinde belirtmiştir. Anayasamıza göre yargı kararları gerekçeli olarak yayınlanırlar. Dolaysıyla hükme karar ilâmlarındaki gerekçelerle varılmaktadır. Tüm kurum ve kuruluşlar ve kişiler yargı kararlarına uymak zorundadırlar. Dolayısıya, bir düzenleyici işlemin iptalini içeren bu karara uyulacak -varsa kullanılabilecek kanun yollarıyla kaldırılması istisna olmak üzere-; bu karara aykırı bir işlem yapılamayacaktır.
Bu kararla birlikte, usul ve şartlara uygun olarak, daha evvel kesilen, zaman aşımı ya da hak düşürücü süre kapsamına henüz girmemiş olan hesap işletim ücretleri de, haksız zenginleşme olarak görüleceklerinden, geri alınabilecektir.
3-) Bankaların sözleşmelerinde hesap işletim ücreti kesilmesine ilişkin hükümlerin bulunması özel hukuk sözleşmelerinde serbestlik ilkesine dayandırılarak bir bakıma haklı görülecek olabilir. Sözleşme serbestliği sözleşmeyi yapan tarafların irade özgürlüğünü, sözleşme yapıp yapmamada ve sözleşmenin içeriğini belirlemede serbest olmalarını kapsar.[7] Bu meyanda hesap işletim ücreti ya da kredi verme işlemleri ücreti kesileceğini ifade eden sözleşme hükümleri tarafları bağlayıcı görülebilir. Bu husus, yukarıda anılan DİDDK’da da dile getirilmiştir. Ancak kamu kurum ya da kuruluşu olarak yapılanmış bir finansman kuruluşunun mevzuatta kaynağını bulmayan usûl ve yetkiyi kullanmaması gerektiği de Anayasanın 123. maddesindeki yasal idare prensibinin[8] bir gereğidir.
Bununla birlikte, 6098 sayılı kanunda “hukuka ve ahlâka aykırı sözleşmelerin hükümsüz oldukları belirtilmektedir. Serbest iradenin fesada uğramış olduğu/olabileceği sözleşmeler de kanuna ve hukuka aykırıdırlar. Dolayısıyla, örneğin bankada hesap açtırmak zorunda kalan ya da hesap açtırmak isteyen bir kimseye banka tarafından imzalatılmak istenen sözleşme maktu nitelik taşımakta ve:
1-) Sayfalarca tutan “genel işlem şartları”nı;
2-) Bankacılığa veya başka konulara ilişkin ayrıntılı:
2a-) Hukukî ve/veya;
2b-) Teknik bilgileri;
İçermektedir.[9] Bu durumda tüketici, almak istediği mal ya da hizmeti, “önceden hazırlanmış ve tüketicinin kanundan doğan haklarını kullanmasını neredeyse imkânsız hale getiren ve hatta çoğu zamanda tamamen ortadan kaldıran şartlarla edinmek zorunda bırakılmaktadır.”[10] Hesap açtırmak isteyenlerden de böyle bir sözleşmenin kısa zamanda okunup imzalamasını istenmektedir. Hâlbuki bir Yargıtay kararında,[11]:
“Genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilip edilmediği, edilmiş olması halinde düzenleyenin genel işlem koşulu hakkında davacı yana açık bir bilgilendirme yapıp yapmadığı”;
Hususlarının mahkemece nazara alınması gerektiği belirtilmektedir. Doktrinde de, genel işlem şartlarının yalnızca kolay okunabilir olması aranmamaktadır. Aynı zamanda, kaleme, ortalama bir müşterinin zorluk çekmeden anlayabileceği kadar “açık ve anlaşılabilir” içerikte alınması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Hatta, bu şartların global benimsenmesi söz konusu olsa bile, sözleşmede açıkça yer almayan beklenmeyen hallerin sözleşmeye dahil edilmemiş sayılacağına işaret edilmektedir.[12]
Bir kimsenin; parasını bir yerde tutmak için ya da maaşını o bankadan almak zorunda olduğundan:
1-) Hesap açtırmak zorunda kalması;
2-) Banka kartı veya banka kredi kartından yararlanmak zorunda olması;
3-) Kredi almak için sözleşmeye katlanmak zorunda kalması;
Gibi zorunluluklar da gözlenebilmektedir.
Tüm bunlar hür irade ile sözleşme yapma imkânını fesada uğratabilecek mahiyette görülebilecekleri gibi; bu tür sözleşmelerin, tüketiciler için haksız şart içerebilmeleri de mümkün/muhtemeldir.
4b-) Mevzuattaki Düzenlemeler Açısından Değerlendirme
1-) Yukarıdaki gerekçeyle bağlantılı olarak devam etmek gerekirse, TKK’nın 6/son maddesi:
“Ticari veya mesleki amaçlarla hareket edenler; aksine bir teamül, ticari örf veya adet ya da haklı bir sebep yoksa; bir mal veya hizmetin satışını o mal veya hizmetin, kendisi tarafından belirlenen miktar, sayı, ebat gibi koşullara ya da başka bir mal veya hizmetin satın alınması şartına bağlayamaz.”
Demektedir. Bunun anlamı, bir bankada mevduat hesap açtırmaktan ya da kapattırmaktan; bankadaki hesap hareketlerinden veya banka hesap ya da kredi kartı kullanımlarından dolayı, ayrıca bir hesap işletim ücreti tahsil edilemeyeceğidir.
2-) 5411 sayılı Bankacılık Kanunu başta olmak üzere bankalara ilişkin mevzuatta; hesap işletim ücretinin kesilmesini haklı kılan hüküm bulunmamaktadır. Bu sebeple de hesaplardan bankalarca hesap işletim ücreti ya da kredi kartı işletim ücreti kesilmesi isabetli görünmemektedir. Kişilerin bankadaki parasal varlığı, mülkiyet hakkı kapsamında bir malvarlığıdır. Kanunla öngörülmeyen bir kesinti, Anayasanın 13. ve 35. maddeleirne aykırılık da oluşturur. Anılan 13. madde temel hakların ancak kanunla sınırlanabileceğini, 35. madde ise temel hak olan mülkiyet hakkını garantiye almaktadır.
DİDDK’nın anılan kararında da belirtildiği üzere, Yargıtay’ın yerleşik ve müstekâr içtihatları da bu ücretlerin kesilmesini hukuka aykırı bulmuştur. Örneğin Yargıtay emsâl nitelikli bir kararında,[13] 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda, hiçbir hüküm bulunmadığı halde, vadesiz hesaptan işletim ücreti alınması ya da borç tahakkuk ettirilmesini hukuka aykırı bulan, yerel mahkeme kararını onamıştır. Onana karar bu şekilde “kesilen” tutarın hesap sahibine iade edilmesine ilişkin hükmü de içermektedir. Bu haliye borçlanma halinde borcun silinmesi anlamına da gelmiş olmaktadır.
3-) 2006/1 sayılı tebliğin yukarıda anılan hükmü, kredi kartına ya da hesabına işletim ücreti kesmeye elvermediği gibi, sözleşmede de tarafların buna ilişkin bir “hüküm koyabileceklerine” yer vermemektedir.
5. Değerlendirmelerden Çıkan Sonuç
Bankaların hesaba ve/veya hesapla ilgili olan kartlara işletim ücretleri kesmeleri hukuka aykırı görünmektedir.
6. Haksız Kesilen Ücretin Geri Alınması Yöntemi
6a. Açık Tebligat Gereği
Banka hesap ya da kart veya kredi kartı işletim ücreti kesilenlere bankalarca gerekli bilgilerin açıkça bildirilmesi gereklidir. Çünkü; hesap ekstresi içinde küçük kalem şeklindeki bildirimler gözden kaçabilirler.
6b. Bireysel Müşteri Hakem Heyetine Başvuru
Haksız hesap işletim ücreti kesildiğinden dolayı ilgili bankaya müracaat edilmektedir. Bankadan alınan ret cevabına karşı, tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içinde, Bankalar Birliği hakemliğine müracaat önerilmektedir. Bu, “Bireysel Müşteri Hakem Heyetinin Oluşumu, Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında Tebliğ”in (BMHHT’nin) ilgili hükümleri gereğince “Bireysel Müşteri Hakem Heyeti”dir (BMHH’dir). BMHHT, heyetin başvuru ve şikâyetlere ilişkin kararlar alabilir. Ve bu kararlara karşı yargı yolu açıktır. Bankanın uyuşmazlığı çözmesi halinde BMHHT, başvuruların, başvuranın itiraz hakkı saklı kalmak üzere gündem düşürülmesine karar verilir.
BMHHT’nin detaylı olarak düzenlediği heyet 5411 sayılı Bankacılık Kanunun (BK’nın) 80/1-j maddesindeki amir hüküm gereğince oluşturulmuştur. BK, bu heyetin, üyeler ve bireysel müşterileri arasındaki ihtilafların değerlendirilmesi ve çözüme kavuşturulmasını temin etmekle görevli ve yetkili olduğunu belirtmiştir. Ama bu konuda TKK ve diğer kanunlarla tanınmış müracaat haklarının da saklı kaldığını belirtmiştir. Yargıtay’ın emsâl kararında öncelikle THH’lere başvurulmasına ilişkin kararını[14] da kanaatimizce, kanunlara uyumlu olarak bu şekilde anlamak yerindedir. Bu tebliğin 7/1-c maddesi gereğince tüketici hakem heyetlerine (THH’ye) intikal etmiş başvurular hakkında BMHH’ce işlem yapılmaz. Bu heyete iletilmesinden sonra, tüketici hakem heyetlerine intikal ettirilen başvurulara ilişkin olarak, Heyetin görevi son bulur. Bu sebeple yargıya veya THH’ye intikal ettirilen başvurular, başvuru sahibi veya ilgili banka tarafından BMHH’ye bildirilir. BMHHT’nin TKK’da öngörülen hakem heyetlerine başvuru halinde BMHHT’deki Heyeti görevsiz kılıcı hükümleri dikkat çekmektedir. Zira bu hüküm, BK’nın TKK’daki başvuru haklarını saklı tutan hükmüye tam uyarlı görünmemektedir.
6c. THH’lere Başvuru Seçeneği
Yine de BK’da saklı tutulan TKK’daki usûl gereği, bir tüketici, duruma göre:
1-) Hesabından işletim ücreti kesildiğini öğrendiğinde, bu ücret TKK’daki miktarları aşmıyorsa;[15]
1a-) TKK’da öngörülen usûle göre önce muhatap kuruma ya da bankaya başvuru yapması,
1b-) İsteğinin reddinin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde il ya da ilçe tüketici hakem heyetlerine müracaat etmesi,
1c-) Bundan da olumlu sonuç alamaması halinde tüketici mahkemelerine başvurabilecektir.[16]
2-) TKK’daki miktardan fazla kesilen ücretin iadesini mahkemesinde açacağı dava ile talep edecektir. Nitekim; TKK’nın
2a-) 70/3. maddesine göre “Taraflar, tüketici hakem heyetinin kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, tüketici hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak talep edilmesi şartıyla hâkim, tüketici hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir.”
2b-) 70/2. maddesine göre; “tüketici hakem heyeti kararları, İcra ve İflâs Kanununun ilâmların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir.”
Kaynakça :
* Bursa Barosu Tel: 0 224 909 1453
[1] 5411 sayılı Bankacılık Kanunu madde3/25: “Yazılı ya da sözlü olarak veya herhangi bir şekilde halka duyurulmak suretiyle ivazsız veya bir ivaz karşılığında, istendiğinde ya da belli bir vadede geri ödenmek üzere kabul edilen parayı,…ifade eder.”
[2] “Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları ile Özel Cari Hesaplar Dâhil Bu İşlemlerde Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı”
[3] Bakınız: Danıştay Dava Daireleri Kurulunun (DİDDK’nın) 18.11.2015 tarihli ve esas: 2015/1215 numaralı yürütmeyi durdurma kararına itirazın reddine ilişkin kararı.
[4] Anayasanın 55/1. maddesi: “Ücret emeğin karşılığıdır.”
[5] Danıştay 15. Dairesinin 06.02.2018 tarihli ve Esas: 2014/9570, Karar: 2018/1194 sayılı kararı.
[6] Örneğin, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.02.2018 tarihli ve Esas: 2016/7457, Karar: 2018 /1157 sayılı kararında, kredilerde kesilen işletim ücretlerinin iadesine hükmederken, bunun, (haklı şekilde) gerekçelendirilemeyişi ve belgelendirilemeyişi gerekçe gösterilmiştir.
[7] Yasemin Işıktaç, Hukukun Kaynağı Olarak Sözleşme, Filiz Kitabevi Yayını, İstanbul, 2014, s.313
[8] R. Cengiz Derdiman, İdare Hukuku, Genişletilmiş ve Güncellenmiş 5. Baskı, Aktüel Yayınları, Bursa, 2015, s. 45-47.
[9] Yargıtay, bir “satım işlemi”ni, vekâletnameye yazdırılan çok lâf içinde elde edilen satış yetkisinden kaynaklandığından dolayı hukuka aykırı görmüştür. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 31.01.1978 tarihli ve esas: 1977/2625, karar: 1978/896 sayılı kararı, nakleden: Rona Serozan, Hukukta Yöntem- Mantık, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2017, s. 117.
[10] Elif Ulu, “Tüketici Hukukunda Haksız Şart”, http://www.turkhukuksitesi.com/makale_1427.htm, erişim tarihi: 18.11.2017
[11] Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/06/2016 tarihli, esas: 2015/14979, karar: 2016/6785 sayılı kararı, https://www.yar gitay.gov.tr/sayfa/yargitay-dergisi-konferanslari/documents/yesimatamersunum0217.pdf, erişim tarihi: 21.11.2017
[12] Necip Kocayusufpaşaoğlu, Borçlar Hukukuna Giriş Hukukî İşlem Sözleşme, (Kocayusufpaşaoğlu-Hatemi-Serozan-Arpacı, Borçlar Hukuku Genel Bölüm Birinci Cilt), Yenilenmiş Genişletilmiş 4. Basıdan 7. Tıpkı Bası, Filiz Kitabevi Yayını, İstanbul, 2017, s. 234, 237.
[13] Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30.11.2015 tarihli ve esas: 2015/13248 karar: 2015/12753 sayılı kararı.
[14] Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 15.03.2018 tarihli ve Esas: 2016/ 16529, Karar: 2018 / 1288 sayılı kararı (nakleden: İnternet: Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı).
[15] TKK’nın 68/1 maddesi: “Değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz.”
[16] R. Cengiz Derdiman, Hukuk Başlangıcı, Gözden Geçirilmiş 5. Baskı Aktüel Yayınları, Bursa, 2015, s. s. 305.
Dikkat :
1-) Bu makalenin, yasalara uygun şekilde kaynak gösterilip atıf yapılarak kullanılması hariç, rızamız ve iznimiz alınmadan başka yerlerde yayımlanamayacağını ve kullanılamayacağını hatırlatmak isteriz. Bu hususta Yasal Uyarı sayfasını da kontrol edebilirsiniz.
2-) Bu makaleye atıf yapılması halinde:
- Cengiz Derdiman-Emirhan Derdiman, “Günümüzde Banka Hesaplarından İşletim Ücreti Kesilebilir mi?”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..
Şeklinde kaynak gösterilmesi gerekmektedir.
3-) İznimiz ve rızamız alınması kaydıyla diğer kullanımlarda da mutlaka: Kaynak: R. Cengiz Derdiman-Emirhan Derdiman, “Günümüzde Banka Hesaplarından İşletim Ücreti Kesilebilir mi?”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..
Şeklinde kaynak gösterilmelidir.