İhtiyati haciz müessesesi İcra İflas Kanununun (İİK’nın) 257. – 293. maddeleri arasında düzenlenmiştir.

İhtiyati haciz, borcun tahsilini güvence altına alabilmek işlevine hizmet etmektedir. Bu konuda borcun ödenmeyeceğini düşünen alacaklı öncelikle borçlunun mallarının ihtiyaten haczedilmesini talep edecek daha sonrasında icra takibine yahut dava yoluna da gidebilecektir.

İhtiyaten haczedilen mallar kesin hacze dönüşmediği sürece satışı istenemeyecektir. İİK’nun 264/5 hükmüne göre ihtiyati haciz, takibin kesinleşmesiyle kesin hacze dönüşür. İhtiyati haciz kesin hacze dönüşmedikçe satış istenemeyeceği için, İİK 78/2 maddesindeki “1 yıllık satış isteme süresi” de bu aşamada işlemeyecektir.

Dolayısıyla ihtiyati haciz kesin hacze dönüştükten sonra, alacaklı tarafından; haczedilen malların satışı 1 yıllık süre içerisinde istenebilecektir.

İhtiyati Hacizde Görevli Mahkeme

İhtiyati haciz, borcun konusuna göre genel hükümler çerçevesinde görevli mahkemeden talep edilebilir. Örneğin kira borcundan dolayı Sulh Hukuk Mahkemesi’nden talep edilebilecekken, satış sözleşmesinden kaynaklı bir borçta ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nden talep edilebilecektir.

Bir borcun vadesi gelmeden, bu borç dolayısıyla ihtiyati haciz konulması talep edilebilir mi?

İhtiyati haciz konulabilmesi için genel kural olarak borcun vadesinin gelmiş olması gerekmektedir. Ancak İİK 257. Maddesinde tahdidi olarak sayılmış istisnai durumlarda borcun vadesi gelmemiş olsa dahi ihtiyati haciz talep edilebilecektir. Şöyle ki;

  • Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa
  • Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmeyen borç için ihtiyati haciz talep edilebilir.

Yalnız burada dikkat edilmesi gereken husus, bu şekilde ihtiyati haciz konulması durumunda, sadece borçlu temerrüde düşecektir.

Rehinle temin edilmiş bir borç için ihtiyati haciz istenebilir mi?

İhtiyati haciz talep edebilmek için belirli şartlar söz konusudur. İcra iflas Kanununun 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş bir para borcu için ihtiyati haciz talep edilebileceği emredici hüküm olarak belirlenmiştir. Buna göre şayet bir borç taşınır veya taşınmaz rehni ile güvence altına alınmış ise bu durumda ihtiyati haciz istenemeyecektir. Zira belirtilen emredici hükümde ihtiyati haciz için gerekli şartlar tahdidi olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte rehinle teminat alınmış borç için hali hazırda rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılabilecektir.

Kefil ile teminat altına alınmış bir borç için ihtiyati haciz istenebilir mi?

Yukarıda bahsedildiği gibi İcra İflas kanununda ihtiyati haciz için gerekli şartlar belirtilmiştir. Buna göre ancak rehinle teminat altına alınmamış ve vadesi gelmiş para borçlarından dolayı ihtiyati haciz talep edilebilecektir. Buna göre; bir kişinin borca kefil olması durumuyla alakalı bir düzenleme söz konusu olmayıp, bu durumda ihtiyati haciz talep edilebilecektir.

Önemle belirtilmelidir ki kefile karşı icra takip işlemlerinin yürütülebilmesi için asıl borçluya karşı yürütülen işlemlerin semeresiz kalması gereklidir.

Bu hususta T.C. Yargıtay 12.Hukuk Dairesi Esas No: 2009/8090 Karar No: 2009/15409 sayılı kararı emsal teşkil etmektedir. Kararın özeti şu şekildedir: “Somut olayda alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefillerden borcun ifasını isteyemez. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur. Bu durumda asıl borçlu ile birlikte kefil hakkında takip yapılması yukarıda açıklanan yasa hükmüne aykırı olduğundan, mahkemece alacaklının borçlu kefil hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin reddi gerekir.”

Ancak bu hüküm adi kefalet için söz konusu olup bununla ilgili “Asıl borçluya başvurmaksızın kefile borç yöneltilebilir mi?” yazımızda detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.


Dikkat                                        :
1-)  Bu makalenin, yasalara uygun şekilde kaynak gösterilip atıf yapılarak kullanılması hariç, rızamız ve iznimiz alınmadan başka yerlerde yayımlanamayacağını ve kullanılamayacağını hatırlatmak isteriz. Bu hususta Yasal Uyarı sayfasını da kontrol edebilirsiniz.

2-) Bu makaleye atıf yapılması halinde:

            “İhtiyati Haciz Hakkında Açıklamalar”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..”

Şeklinde kaynak gösterilmesi gerekmektedir.

3-) İznimiz ve rızamız alınması kaydıyla diğer kullanımlarda da mutlaka

“Kaynak: Hukuki Yaklaşım, …………………, erişim tarihi: ../../20..”

Şeklinde kaynak gösterilmelidir.
Önceki YazıTAHKİM KARARINA İTİRAZA İLİŞKİN KISA DEĞERLENDİRME
Sonraki YazıAskerlik Dolayısıyla İşten Çıktıktan Sonra Tekrar Aynı İşe Girilebilir mi?