Av. Emirhan Derdiman*
Ön Bilgi
Bu yazıda, işsizlik sigortasının hakkında genel bir bilgi vermek amaçlanmaktadır. İşsizlik sigortasının ne olduğunu genel olarak anlamak isteyenlere hitap eden yazımız, işsizlik sigortasının amacını daha sonrasında ise güvence olduğu konular hakkında genel bilgiyi içermektedir. İşsizlik sigortasını hak ediş usul ve şartları ya da finansmanı gibi konular bu yazının kapsamı dışında bırakılmışlardır.
1-) İşsizlik Sigortası; Tanım ve Kapsam
Adından da anlaşılacağı üzere işsizlik sigortası, işsizlik halini ve dönemini kapsar. İşsizlik sigortası bakımından “işsiz”, sağlığı ve yaşı itibarıyla çalışabilecek durumda ve iktidarında olmasına ve çalışmayı arzu etmesine rağmen bir iş bulup çalışamayan kimse olarak tarif edilebilir.[1]Bu tanımlama,
1-) İşini, çalışamayacak duruma gelme gibi sebeplerle değil de kendi kusuru ile kaybedenleri;
2-) Çalışma imkân ve iktidarına sahip olduğu ve kendisine iş de verildiği halde çalışmaktan kaçınanları;
Kapsamayacaktır.
Nitekim 25/8/1999 tarih ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu (İSK), m.47/1-c maddesine göre, bir işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, herhangi bir kasıt ve kusuru olmadığı halde işini kaybeden sigortalılara, işsiz kalmaları nedeniyle uğradıkları gelir kaybını belli süre ve ölçüde karşılayan, sigortacılık tekniği ve bunu hayata geçirici faaliyet ve süreçler bu zorunlu sigorta türünü ifade etmektedir.
Genel hatlarıyla işsizlik sigortasının bu şekilde bir yasal tanımı destekleyen ve onaylayan emsal Yargıtay kararları mevcuttur.[2]
Yasal hüküm kapsamına girecek sigortalı kişinin, çalışmaya isteği olmasına ve kendisine çalışmasını engelleyecek bir kusur ve kast yüklenemeyecek olmasına rağmen işini kaybetmesi ve işsiz kalması söz konusu olmalıdır. İşini kaybetmesiyle kişi pek doğal şekilde gelir kaybına uğramış olacaktır. İşsizlik sigortası bu kaybı belli süre ve ölçüyle karşılanmak üzere ortaya konmuş zorunlu sigortayı ifade etmektedir.Yani işsizlik sigortası belirlenen durumda olan kişiler için söz konusu olup zorunlu olarak yapılması gereken sigortadır.Bundan kasıt kişilerin bu sigortadan faydalanabilmeleri için belirlenen şartları karşılamaları gerekliliğidir. Bu şartları taşıyan işsizlere, belirli bir süre ve belirli ölçüde gelir kaybını telafi edici ödeme yapılmaktadır.[3]
2-) İşsizlik Sigortasının Amacı
İşsizlik sigortası belirttiğimiz üzere zorunludur. Bu nedenle, işçiler başladıkları tarihten itibaren sigortalı olurlar. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na (SSGSSK’ya) göre Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK’ya) bildirilmiş olan işyeri ve sigortalılar Türkiye İş Kurumuna (İş-Kur’a) da bildirilmiş sayılır. İşverenlerin işsizlik sigortasının başlangıcına yönelik herhangi bir bildirim yükümlülüğü bulunmamaktadır. Sigortalılığın başlamasıyla birlikte, sigortalılar ile bunların işverenlerinin sigorta hak ve yükümlülükleri de işlemeye başlar.[4] Böylece, sosyo-ekonomik risklerden birisi olan işsizlik[5] riskine karşı bu tür bir sigortanın öngördüğü sosyal güvence ile korunma söz konusu olur. Yani kişi işsizlik sigortasından, -ek şartları olmakla birlikte-, bu şekilde yararlanacaktır.
İşsizlik sigortası sosyal devletin yükümlülük üstlendiği gereklerdendir. Çağdaş toplumda işsizlerin kendi hallerine bırakılması kabul edilemez[6] ve bu durum insani de olamaz. Sosyal devletin bir gereği olarak “Sosyal güvenlik, hastalık, kaza, yaşlılık ölüm ve işsizlik gibi sebeplerle hiç ya da yeterli gelir elde edemeyen kimselere insanca hayat sürmeye yetecek kadar imkân tanınmasını hem anlatmakta ve hem güvence altına almaktadır.”[7]
İşsizlik sigortasından destek alabilmek için belli bir süre prim yatırmış olmak ve iş bulup çalışmak için İş Kurumuna başvurmak gibi, gerekli bir kısım çabaları göstermek gereklidir. Bu durum işsizlerin işe girmesini teşvik ve hukuka uygun sınırlar içinde zorlama mahiyetini taşıdığına işarettir. Aksi halde, kişilerin işsizken gelir elde etmeleri işsizliği tercih etmelerine belki de daha fazla sebep olabilir.[8]
İşsizlik sigortası boşta kalan işçiyi işverene karşı korur. Karın tokluğuna sanki esir gibi çalışma hayatının önüne geçilmesinde güvence olur.
Nitekim İSK, ek 2. maddesiyle, işyerinde üretim kapasitesinin düşürülmesi nedeniyle daha az zamanlı çalışmaya başlayanlara da kısa süreli işsizlik ödeneği öngörmüş olmakla, bu güvenceyi onaylamış ve anlamlı hale getirmiş olmaktadır. İşsizlik sigortası, iş gücü piyasalarını organize etmeye elverişli bir vasıta olabilir. İşsizlikle mücadele eden Devlet kurum ve kuruluşları vasıtasıyla gerekli tedbirleri alırken; kamu sektöründe bağlayıcı, özel sektörde de özendirici kalkınma plan ve programlarıyla işçi talep eden kuruluşların ihtiyaçlarını karşılayarak ya da yeni iş alanları açarak bir istihdam politikası da oluşturmuş olur. Bu durum, iş verimini artıracağı gibi, toplumsal kalkınma amaçlarına uygun hareket edilmiş olmasını da sağlamış olacaktır.
İşsizlik sigortası uygulaması ile “işgücü ve işsizlik hakkında kesin veriler elde edileceğinden, ekonomik ve sosyal hayatın akışını doğru ölçülerle izlemek ve düzenlemek bakımından da daha isabetli ve somut kararlar alınabilecektir.”[9] Bu zaviyeden, işsizlik sigortası iş ve işçi hakkında bilgi düzenlemek, işe yerleştirilmek; en önemlisi de işe dönük, yeni işe hazırlayan etkin bir eğitim hizmeti vermek amaçlarını gerçekleştirme imkânı oluşturmaktadır.
Bu anlatılanlardan çıkarımlar göre kısaca söylenecek olursa, işsizlik sigortası amaç olarak;
- İşsizlikle mücadeleye,
- Sefaleti ve ücretlerin düşmesini önlemeye,
- Verimliliği artırmaya,
- İş gücü piyasasını organize etmeye,
- İşsizleri işe girmeye zorlamaya,
- Sosyal ve ekonomik hayat arasında yumuşatıcı ve uyum yaratıcı bir rol oynamaya
Katkı sağlamaktadır. İşsizlik sigortası, bu amaçlarına yaklaşmak ve ulaşmak için önemli ve etkili bir araçtır.
3-) İşsizlik Sigortasından Yararlanılamayacak Haller
İşçinin işsizlik sigortası hak edemeyeceği halleri bilmesi de önemlidir: Çünkü, bir işçi için; işin keyfi olarak bırakılması, kötü hal ve davranışından dolayı işinden çıkarılmış olmak veya çalışmak için teklif edilen işi kabul etmemek hallerinde işsizlik ödeneğinden yararlanmak mümkün olamaz. Bu hallerde işsizlik sigortasından yararlanamayacağını bilen bir işçinin, işini daha büyük önem göstererek yapmasından daha normal ve doğal bir şey olamaz. Böylece iş gücü devri düşecek ve o iş yerinde verimlilik de artmış olacaktır.[10]
Dolayısıyla işsizlik ödeneği hakkından mahrumiyeti öngören olumsuzluklara, “işten çıkarak işsizlik ödeneği almaya kalkışmak” gibi kötü niyetli davranışların önüne geçilerek de çözüm bulunmuş olmaktadır. Bu bağlamda işçi, işi kötü niyetli olarak bıraktığında ya da işten 4721 sayılı Türk Medeni Kanunundaki(TMK’daki) deyimiyle dürüstlük kurallarına aykırı olarak, kötü niyetli şekilde ayrıldığında[11] işsizlik sigortasından yararlanamamaktadır.[12] Çünkü hakların kötüye kullanılmaları, dürüstlük kurallarına aykırı bir şekilde kullanılmalarıdır.[13]
4-) İşsizlik Sigortasının Güvence Olduğu Konular
İşsizlik sigortası birçok konuda güvence ya da destek olmaktadır.
İşsizlik sigortası, öncelikle çalışma istek ve yeteneğinde olan bağımlı çalışanların kazançları sosyo-ekonomik nedenlerle isteği dışında kesilmiş olması halinde, geçinme ve yaşama ihtiyaçlarını karşılar. Bunun için Devletçe zorunlu olarak kurulmuş sigortacılık tekniği ile faaliyet gösterir ve işsizlik döneminde işsizlik ödeneği ile işçiye parasal destek sağlar. Bunun yanında, ona, doğrudan veya dolaylı olarak, gelecekte çalışma güvencesi verdiği gibi, yeni ferdi iş pazarlığı gücü de kazandırır.[14]
Bu sigortanın “en önemli özelliği, işsizlik riskini tazmin edici olmasıdır.”[15] Bu sigortayla amaçlanan ilk unsur işçiye işsiz kaldığı günden itibaren kaybettiği kazancından doğan mağduriyeti gidermek için, yasal süre kadar ve yasal ölçülerde parasal destek sağlamaktır.
Diğer bir deyişle, işsizlik sigortası, kişinin maddi kayıp yaşadığı işsizlik sürecinde maddi destek olmakta, böylece kişinin mağduriyetleri de giderici ya da en azından azaltma amacını gütmektedir. Bu maddi destek de “işsizlik ödeneği” adı altında Sosyal Güvenlik Kurumunca para ödemesi yapılması şeklinde olmaktadır.
Dipnotlar
* Avukat, Bursa Barosu.
[1] Benzer ya da çeşitli tanımlar için bakınız: Faruk Andaç, İşsizlik Sigortası, 2. Bası Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası Eğitim Yayını Ankara, 2010, s. 40, 41.
[2] Örneğin; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.01.2006 tarihli ve esas: 2006/10-243, karar: 2006/271 sayılı kararı da özetle, “işsizlik sigortası bir iş veya işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına karşın tamamen kendi istek ve kusuru dışında işini kaybeden çalışanlara bir yandan yeni bir iş bulunmasına gayret edilirken, diğer yandan da bunların işsiz kalmaları nedeniyle uğradıkları gelir kaybını kısmen de olsa karşılayarak, kendisinin ve ailesinin zor duruma düşmesini önlemek amacıyla belli süre ve ölçüde ödemeyi kapsayan, sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren, devlet tarafından kurulmuş zorunlu bir sigorta koludur“; diye tanımlamaktadır.
[3] Yusuf Alper, Türk Sosyal Güvenlik Sistemi Sosyal Sigortalar Hukuku, Güncellenmiş 7. Baskı, Dora Yayınları, Bursa, 2015, s. 376.
[4] Dr. Mehmet Bulut, Sosyal Güvenlik Hukukunda Uygulamalar, 2. Bası Bilge Yayınevi Ankara s. 497
[5] Alper, adı geçen eser, s. 369
[6] İşsizlik Sigortası ve Türkiye’de Uygulanabilirliği, http://www.fes-tuerkei.org/media/pdf/Ekonomi%20 Forumu/1991/% C4%B0%C5%9Fsizlik%20Sigortas%C4%B1%20ve%20T%C3%BCrkiye’de%20Uygulanabilirli%C4%9Fi.pdf, erişim tarihi: 04.11.2017, ss: 3-22, s. 13.
[7] R. Cengiz Derdiman, Anayasa Hukuku, Temel Bilgiler, Aktüel Yayınları, Bursa, 2014, s. 202.
[8] İşsizlik Sigortası…, adı geçen yazı, s. 4.
[9] Hasan Şahin, “İşsizlik Sigortası Üzerine bir Araştırma”, İİBK İşgücü Dergisi, Temmuz-Eylül 1979, sayı:3, s.12
[10] Selçuk Yalçın, Personel İdaresi, İTÜ İşletme Fak. Yayını, No:9, İst. 1971, s.57.
[11] Dürüstlük kuralına objektif hüsnüniyet de denmektedir. Hüsnüniyet, dürüstlük ve hakları kötüye kullanma, hakkında bakınız: R. Cengiz Derdiman, Hukuk Başlangıcı, Gözden Geçirilmiş 5. Baskı, Aktüel Yayınları, Bursa, 2015, s. 178-185.
[12] T. C. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2005/2910 E., 2005/4925 K. “işsizlilik sigortasının amacı işsiz kalan ve çalışabilecek durumdaki kişiyi korumak ve yeni iş bulmasına olanak sağlamaktır. Bu nedenle işsiz kalan kişi aktif olarak iş aramalı, çalışma istek ve iradesini göstermelidir. Sigortalı işsizlik ödeneği için türkiye iş kurumuna başvurmadan önce kuruma şahsen ve doğrudan iş başvurusunun bulunması gerekir.”
[13] Derdiman, Hukuk Başlangıcı, adı geçen eser, s. 184.
[14] Andaç, adı geçen eser, s.21
[15] İşsizlik Sigortası…, adı geçen yazı, s. 13.
Dikkat :
1-) Bu makalenin, yasalara uygun şekilde kaynak gösterilip atıf yapılarak kullanılması hariç, rızamız ve iznimiz alınmadan başka yerlerde yayımlanamayacağını ve kullanılamayacağını hatırlatmak isteriz. Bu hususta Yasal Uyarı sayfasını da kontrol edebilirsiniz. 2-) Bu makaleye atıf yapılması halinde: Emirhan Derdiman, “İşsizlik Sigortası Ve Güvence Olduğu Konular”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20.. Şeklinde kaynak gösterilmesi gerekmektedir. 3-) İznimiz ve rızamız alınması kaydıyla diğer kullanımlarda da mutlaka Kaynak: Emirhan Derdiman, İşsizlik Sigortası Ve Güvence Olduğu Konular”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20.. Şeklinde kaynak gösterilmelidir.