Soru Özeti/İçeriği; Kadın evli iken yalnız kendi soyadını kullanabilir mi? Toplumda kadınların evlilik birliği içinde hem kendilerinin hem de eşlerinin soyadlarını kullandıklarını görüyoruz. Sorumuz bu şekilde; evli kadın evlilik birliği içinde kocasının soyadını hiç kullanmadan, yalnız kendi soyadını kullanabilir mi?
Evli bir kadın sırf kendi soyadını kullanabilir mi; halihazırdaki uygulama nedir? Sorusunu cevaplamak için, sırasıyla;
1-) Kadın Evlendikten sonra kocasının soyadının önünde kendi kızlık soyadını kullanabilir mi? Şayet Kullanabilirse bunun usul ve şartları nelerdir?
2-) Kadın evlendikten sonra yalnız kızlık “soyadı”nı kullanabilir mi? Şayet kullanabilirse bunun usul ve şartları nelerdir?
Sorularının cevaplanması faydalı olacaktır.
1- Evli kadın açısından “soyadı” hakkında genel bilgi
Soyad ile ilgili düzenlemeler 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun(TMK’nın) Aile Hukuku kitabında düzenlenmiştir. Aile hukuku evlilik hukuku, evlenme ve nişanlanma gibi hususları da içermekte olup; TMK’nın ikinci kitabında düzenlenmiştir.
Yasal hükümlere göre her kişinin adı ve soyadı bulunur. Kişilerin adlarını anne ve babası birlikte koyarlar. Soyadı ise aile yani soyuna mensubiyet açısından doğrudan kazılır. Buna ilişkin farklı durumlara ilişkin yasal hükümler ayrı bir yazı konusu olabilirler.
“Ad ve soyadı, kişilerin toplumsal ve hukukî ilişkilerde bilinmesini sağlayan sözcüklerdir.”[1] Ad kişinin kim olduğunu anlatır.[2] “Soyadı, kişinin belli bir aileye mensubiyetini ifade eden ve kişiyi başka ailelerden ayırmakta kullanılan belirteçtir.”[3]
“Bir kişinin adı, kimliğinin ve aile bağlarının belirlenmesinde kullanılan bir araç olarak kişinin özel ve aile hayatı ile ilgilidir.”[4] Kişinin adı ve soyadı, nesebi ya da diğer hususiyetleri gibi kişilik hakkının konusunu teşkil ederler. Bu noktada da korunurlar.[5] Kişilerin, yasal olarak, ad veya “soyadı”larına ya da bunları kullanmalarına yönelik saldırıları dava yolları ile giderebilme; bunun için de tespit ya da tazminat davaları gibi davaları açma imkânları vardır.[6]
2. TMK’ya Göre evli kadın hangi “soyadı” kullanacaktır?
TMK’nın 187. maddesi gereğince: “Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir.”
Buna göre öncelikle evli kadın, evlendikten sonra, evli bulunduğu eşinin(=kocasının) “soyadı”nı alacaktır. Evli kadın, gerek evlendirme memuruna gerekse sonradan nüfus idaresine başvuru( şartı)yla; evlenmeden evvelki “soyadı”nı kocasının “soyadı”nın önünde kullanabilecektir. Bu kullanımın, başvuru şartına bağlı olup, bu başvurudaki talep de, nüfus kütüğüne resmi şekilde kaydedilerek, hüküm ifade edebilecektir.
3. Evlenen kadın kocasının soyadının önünde kendi soyadını kullanabilmek için ne yapmalıdır?
Yukarıda söylendiği üzere bunun için başvuru şarttır. Başvuruda da yazılılık kuralı esastır. Evli kadının evlenmeden evvelki soyadını kullanabilmesi için yapacağı yazılı başvuru, nüfus kaydının bulunduğu nüfus idaresine bir dilekçe vermesiyle gerçekleşmiş olacaktır.[7] Nüfus idaresi, yasal usûl ve şartlara uygun olarak, bu başvurudaki dilekçeyle bağlı olacaktır. Dilekçelerin nüfus kütüğünün bulunduğu nüfus idaresine gönderilmek üzere, başka il ya da ilçe nüfus idarelerine vermeleri de mümkündür. Çünkü yasal hükümler ve somut olarak 3071 sayılı Dilekçe kanunu buna imkân vermektedir.
4. Evlenen kadın, “yalnız başına evvelki soyadını” kullanabilir mi?
Yukarıda izah ettiğimiz üzere, TMK, evlenen kadının evlenmeden evvelki soyadını kullanabilmesini mümkün kılmış; ancak, bunu da şarta bağlamıştır. Buna göre evlenen kadın, evlenmeden evvelki soyadını ancak kocasının soyadının önünde kullanabilecektir. Evli kadın daha evvel hiç evlenmemişse, kullanmak isteyebileceği soyadı, kızlık soyadı olacaktır. Daha evvel evliliklerinden kalan soyadı taşıyorsa, kızlık soyadı ya da diğer evliliklerinden dolayı aldığı “soyadı”lardan yalnız birisini kullanabilecektir.[8] Dolayısıyla evli kadın, birden fazla soyadı kullanabilecek durumdaysa; bunlardan birini, kocasının soyadının önüne gelecek şekilde kullanmayı talep edebilecektir.
Tüm bu izahat, yasal hükümlere dayanmakta olup, anılan yasal şartlardan; evli kadının sadece kendi “soyadı”nı tek başına kullanmasının mümkün olamayacağı ortaya çıkmaktadır.[9]
Bu arada, kocanın soyadı evlilik birliği devam ederken değiştiğinde, eşinin (evli kadının) soyadı da otomatik olarak değişecektir.[10] Fakat bu değişme, evli kadının kullanmakta olduğu soyadın değişeceği anlamına gelmemeli; evli kadının kullandığı kendi soyadını kullanabilmek için yani başvuruyu gerektirmemelidir. Çünkü evli kadının iradesi evlilik birliği devam ettiği sürece kendi soyadını kullanmaya yöneliktir.
5. Kadının evliyken yalnız kendi soyadını kullanabilmesi mümkün müdür?
Yalnız, doktrinde evli kadınların, evlenmiş oldukları eşlerinin soyadını hiç kullanmaksızın; yalnız kendi (evvelki) “soyadı”larını kullanmayı istemelerinin mümkün olduğuna dikkat çekilmektedir: İdeal bir hukuk düzeninde, kadının evvelki soyadını korum hakkı olduğu gibi, aile adı olarak kadının soyadının da benimsenebileceği dile getirilmiştir.[11]
Karşılaştırmalı hukukta eşlerin soyadlarını belirlemede eşit oldukları hukuki düzenlemeler bulunmaktadır.[12] Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bir kısım kararlarında da “ad” ve “soyadı”nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS’in) 8. maddesi kapsamında koruma alanında olduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla evli kadının kendi soyadını kullanmasının kısıtlanmasını AİHS’nin özel hayat alanını koruyan 8. ve ayrımcılığı yasaklayan 14. maddesine aykırı bulmuştur.[13]
Anayasamızın 90. maddesine göre usulüne uygun kabul edilen Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmünde oldukları gibi; temel hak ve özgürlükleri konu alan andlaşmalar kanunlara nazaran öncelikle uygulanırlar. Bu durum, AİHS ve diğer müktesebatın bağlayıcılığına işaret etmiş olmaktadır.
Diğer taraftan:
Anayasanın 17. Maddesinde de “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” Hükme bağlanmıştır. Buna göre soyadı da kişinin manevi varlığı kapsamında bir kişilik hakkı olarak korunma kapsamında olduğunu düşünmek gerekir.
AİHSnin ayrımcılık yasağına ilişkin 14. maddesi ise, herkesin, AİHS de tanınan hak ve özgürlüklerden; cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya başka bir duruma dayalı hiçbir ayrım gözetilmeksizin, yararlanabileceğine amirdir.
Tüm bu kazanımlar(=müktesebat) bir arada değerlendirildiğinde; evli kadınların evlilik birliğinin devamı süresince sadece kendi soyadlarını kullanabilmelerine elverişli görünmektedir. Aksi durum ise, kişiler arasında cinsiyete dayalı olarak farklı bir uygulama yapıldığını göstermektedir.
T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Esas: 2014/ 2-889 Karar: 2015 / 2011 Karar Tarihi: 30.09.2015 tarihli kararı da evli kadınların evlilik birliği içinde sırf kendi soyadlarını kullanabileceklerini kabul etmiştir. Bu karara göre; “evli kadınların aile birliği adına kocalarının soyadını taşımak zorunda bırakılmalarının -önüne kendi kızlık soyadlarını ekleyebilseler de- nesnel ve makul bir nedeni olmadığını kabul edilmiştir.”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararında da detaylı şekilde izah edilmiş olduğu üzere; evli kadının herhangi haklı bir gerekçe olmaksızın, yalnız kendi kızlık soyadını kullanabilmesi mümkündür.
AİHM bir kararında “cinsiyete dayalı olarak yapılan farklı bir uygulamanın, AİHS’e uyumlu olduğunu göstermek için çok önemli nedenlerin ileri sürülmesi gerektiği(ne)” işaret etmiştir.[14] Yargıtay’ın anılan emsal kararında da evli kadının sırf evvelki soyadını kullanmasını engellemenin makul ve objektif bir sebebinin olamayacağını belirtildiği dikkat çekmektedir.
6. Evli kadın yalnız kendi (evvelki) soyadını kullanmak istediğinde; naıl bir usûl izlemelidir?
Yukarıda izah edildiği üzere kadının evlendikten sonra yalnız kendi soyadını kullanabilmesi mümkündür. Ancak bu halizhazırda açık yasal hükümlere müstenid bir hak değildir.
Bu sebeple kadının kendi kızlık ve/veya diğer soyadını/soyadlarını kullanabilmesi için, Aile Mahkemelerinde dava açması gerekmektedir. Yukarıda anılan izahat minvalinde düşünülecek olursa; bu davada talebin spesifik/herhangi bir haklı gerekçeye dayanması zorunluluğu olamaz. Talebi açık şekilde izah etmek gerekli ve yeterli olacaktır.
Yine de bu hususta bir avukata danışılması esas tavsiyemizdir. Her somut olayda ayrı ve öngörülemeyecek bir vakıa bulunabilir. Yazımızda yer alan tüm bilgi ve belgeler tavsiye niteliğinde olup, her somut olayda bir avukata danışılması da devamlı ve esas tavsiyemizdir.
Yazan: Av. Emirhan Derdiman-Bursa Barosu Tel: 0224 909 1453
E mail: iletisim@hukukiyaklasim.com
Dikkat :
1-) Bu makalenin, yasalara uygun şekilde kaynak gösterilip atıf yapılarak kullanılması hariç, rızamız ve iznimiz alınmadan başka yerlerde yayımlanamayacağını ve kullanılamayacağını hatırlatmak isteriz. Bu hususta Yasal Uyarı sayfasını da kontrol edebilirsiniz.
2-) Bu makaleye atıf yapılması halinde:
Emirhan Derdiman, “Evli kadın soyadını hangi hallerde ve ne şekilde kullanabilir?”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..
Şeklinde kaynak gösterilmesi gerekmektedir.
3-) İznimiz ve rızamız alınması kaydıyla diğer kullanımlarda da mutlaka:
Kaynak: Emirhan Derdiman, “Evli kadın soyadını hangi hallerde ve ne şekilde kullanabilir?”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..
Şeklinde kaynak gösterilmelidir.
Dipnotlar
[1] Derdiman, R. Cengiz, Hukuk Başlangıcı, 5. Baskı, Aktüel Yayınları, Bursa, 2015, s. 367. Aynı yönde: İnan, Ali Naim, Medeni Hukuk, Bankacılık ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara. 2005, s. 119; Palamut, Mehmet E., Medenî Hukuk, 2. Baskı, Alfa Aktüel yayınları, Bursa, 2011, s. 41.
[2] Hukukumuzda müstear ad ya da lakaplar da hukuki etki değeri taşımaktadırlar.
[3] Derdiman, s. 367; İnan, s. 125.
[4] Burghatz –İsviçre Davası 22 Şubat 1994,Seri A No. 280-B, nakleden: Duertre, Gilles, Avrupa İnsan Hakları Kararlarından Örnekler, Avrupa Konseyi Yayınları, http://book.coe.int, Almanya, 2003, s. 205
[5] Serozan, Rona, Medeni Hukuk, Genel Bölüm/kişiler hukuku, 4. Baskı, Vedat kitapçılık, İstanbul, 2013, s. 481.
[6] Akipek, Jale-Akıntürk, Turgut, Türk Medenî Hukuku Başlangıç Hükümleri Kişiler Hukuku yenilenmiş 6. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul 2007, s. 418 ve devamı.
[7] Bu hususta soyad değiştirme dilekçesi linkinden ulaşabilecek dilekçe örneğini kullanarak ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden talepte bulunulabilmesi mümkündür.
[8] Bakınız aynı yönde: Dural, Musatafa-Öğüz, Tufan, Türk Özel Hukuku cilt: II, Kişiler Hukuku, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2017, s. 172-174.
[9] Bir kısım sanatçıların tanındıkları soyadların evlendikten sonra da kullandıkları görülmektedir. Kanunun bu açık hükmü karşısında, onların bu soyadının müstear olarak kullandıklarının kabulü gerekir. Dural-Öğüz, s. 173.
[10] Akipek-Akıntürk, s. 427.
[11] Serozan, s. 482.
[12] Bakınız: Dural-Öğüz, s. 173.
[13] Örneğin: AİHM 2 Dairesinin 03.09.2013 tarihli ve 26268/08 (başvuru) sayılı “Türkiye’ye karşı Gülizar Tuncer kararı”.Ayrıca bakınız: Tumay, Murat-Altınel, Gökçe, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Gunes V. Turkey Kararının Türk Anayasa Hukuku Açısından Tahlili” Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 33, 2015, ss. 167-180.
[14] Burghatz –İsviçre Davası 22 Şubat 1994, Seri A No. 280-B, nakleden Duertre, , s. 205.