Kısa izahat için, “6.2. Sonuç yerine: Elbirliği mülkiyetin paylı mülkiyet için öngörülen statüden farklı yönleri” başlığına bakılabilir

1. Paylı  mülkiyetin (=Müşterek mülkiyetin) tanım ve kapsamı

1.1. Tanım ve Kapsam

Paylı mülkiyet birden çok kimsenin, maddi olarak bölünmemiş bir malın tamamına, belli paylarla(=hisselerle) ve “paydaş (=hissedar)” şeklinde birlikte(=müşterek) mâlik oldukları mülkiyet türüdür.[1] Bağımsız mülkiyette tek kişi malın tümüne tek başına sahiptir. Paylı mülkiyette ise, mülkiyet somut olarak bölünmemiş; ancak paydaşların soyut olarak belirlenmiş paylara sahiplikleri söz konusudur.[2]

Paylı (=hisseli) mülkiyette malın sahibi tek kişi değil, malın bütününe nazaran belli bir oranına sahip birden fazla paydaştır. Bu paydaşlar, hisseleri oranında olmak kaydıyla mala(=eşyaya) birlikte sahiptirler.[3] Bu durum, -paylı mülkiyet devam ettiği sürece,-  her bir paydaşın, paylı (yani henüz bölünmemiş) eşyanın birlikte maliki olduklarını anlatmaktadır.[4]

Paylı mülkiyette pay, mülkiyeti bütünleyen ve ama kendi içinde bölünemeyen; kendisine sahip olan paydaşın, diğer pay(sahibi paydaş)lara oranla haiz olduğu oransal miktarı ve bu orana nispeten tasarruf yetkisini ifade eder.[5] Başka türlü belirlenmedikçe, paylar da eşit sayılır. [6] Bu aksinin ispatına devamlı elverişli olan bir adi karinedir.[7] Bu kapsamda asıl olan, belirlenen oranlarla pay sahipliğidir.

1.2. “Genel”lik, kayıt ve paydaşlar arası bağlılık

Paylı mülkiyet tapuya da, her bir paydaşın pay oranları ve paydaşlıkları belirtilerek işlenir.[8]

Paylı mülkiyette, her bir sahip pay sahibi olup, paydaşlar arasında daha evvelden doğmuş bir bağlılık söz konusu değildir.[9]

Paylı mülkiyet, kanunun öngördüğü usullerden birisidir. Kanunların aşağıda değinilecek olan elbirliği mülkiyet kapsamında görmediği çok malikli (=birlikte) her mülkiyet, paylı mülkiyet olarak görülür.

2. Pay ve Paydaşlarıyla ilgisi açısından paylı mülkiyet

Paylı mülkiyette “paylar hem müşterek maliklerin eşya üzerindeki yetki, iktidar ve mükellefiyetlerini gösterir. Hem de paydaşların birbiri karşısındaki durumlarını tayine yarar.”[10]

Paylı mülkiyette paydaşlar malın tümüne birlikte sahiptirler. Mal paydaşların payları oranında maddi olarak ve, yer ve konumu belirli şekilde bölünmemiştir. Paylar soyut ve her bir paydaşın malın bütününü üzerindeki payıdır.

Paylı mülkiyette paydaşların, payları üzerinde kanunen mümkün olabilen sınırda özgürce kullanma ve tasarruf etme yetkileri vardır:[11]

Bilindiği üzere, mülkiyet hakkı, malikin mal(=eşya) üzerinde tasarrufta bulunabilmesini, ondan yararlanabilmesini ve onu kullanabilmesini kapsar. Bu kural paylı mülkiyette de uygulanabilirliği ölçüsünde geçerli olur.

Paylı mülkiyette paydaşlardan her biri, kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Ancak bu hak ve yetkileri sınırsız değil, bu noktada her bir paydaşın soyut, yeri ve konumu belirlenmemiş malın tümüne birlikte sahipliğinin elverdiği ölçüyle sınırlı olacak şekilde görmek gerekir.

3. Paylı mülkiyet kapsamında paydaşların hak, yetki ve yükümlülükleri

3.1. Payın devri

Paylı mülkiyetteki payların devri mümkün olduğu gibi; bu payların her birisinin, malik olan paydaşının kendi borçları karşılığında rehnedilebilmesi veya alacaklıları tarafından haczettirilebilmesi de mümkündür.[12] (TMK, m. 687).  Ayrıca, bu tür işlemler, her bir paydaş lehine de öngörülebilir.  Örneğin, “ortak mülk, ortak sahip lehine de ipotek edilebilir.”[13] Ortak mülkün tümünün bu tür işlemlere konu olabilmesi ise, paydaşların tümünün muhatap alınması ya da bunların ortak karar vermeleri hallerinde mümkün olur.

Paylı mülkiyetteki “pay”ın, paydaşı(=hissedarı) tarafından, diğer paydaşlara ya da 3. kişilere satılabilmesi ya da özgürce başka hukuki şekillerde devredebilmesi mümkündür. Yalnız, pay sahibinin, payını, (satım ya da başka şekilde) devrinde ön alım (şuf’a) hakkına riayet de gerekir.[14]

Bu ön alım hakkı kanundan kaynaklandığı için yasal ön alım hakkıdır.[15]

Fiilen paylaşılmış yerlerin üzerinde paydaşların ön alım haklarının bulunmadığı yönünde emsal kararlar da vardır.[16]

Ön alım hakkının 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için, tapu siciline şerh verilmesi gerekir.[17]

3.2. Payın Kullanımı

Bu paylı mülkiyetin doğasından gelen bir sonuçları vardır: Paydaşlar, birilerinin paylı mülkü kullanmalarına karşı, müdahale edemezler.[18] Her bir paydaş, paylı mülkiyetin tümü üzerinde yararlanma ve kullanma gibi tasarruflarda bulunabilir. Bu hususta pay oranı esas alınır. Paylı mülkiyette paydaşlar, bölünebilir nitelikte olan yetkilerini, esasen, tek başına kullanabilirler.[19] Paylı mülkiyet, bir paydaşın kullanımına, diğer paydaşların hak ve yetkileri ile bağdaştığı oranda izin verir.[20] (m. 693).

Bankada açılan müşterek hesaplardan, bir paydaş tarafından para çekilmesi ya da Devlet iç borçlanma senedi almak veya bu yönde sözleşme yapmak; diğer paydaşların daha önceden anlaşarak ilgili paydaşı veya 3. bir kişiyi[21] yetkilendirmeleri ya da bu işlemlere muvafakat (≈onay, olur) vermelerini gerektirir.

Paylı mülkiyet içindeki pay, soyut ve belirsiz olduğundan, kiralamak gibi, malın maddi kullanımını içeren borçlandırıcı işlemlere konu edilemez. Ancak, bir paydaşın, paydaşların birlikte zımnî (fiilen[22]) veya açık muvafakatlarıyla(≈onaylarıyla) belirlenmiş payını kiraya vermesinde bir sorun görülmemektedir.[23] Paydaşın kendisine bu şekilde tahsis edilen (=özgülenen) yeri de kiraya veremeyeceği yönünde emsal kararlar da vardır.[24]

3.3. Payın idaresi

Paydaşlar birlikte(=oybirliğiyle) farklı bir karar almamışlarsa, paylı mülkiyeti birlikte idare ederler. Bu hallerde, paydaşların malın tamamını kapsayan tasarruf yetkileri olmadığı gibi, tüm paydaşların ortak menfaatlerine aykırı olamaz. Bu gibi bir tasarrufun hukuka uygunluğu, tüm paydaşların rızaları şartıyla mümkün olabilir.[25]

Ancak, paydaşların; malın kullanılabilirliğinin ve değerinin korunması için zorunlu işleri yapmak, (eşyanın veya malın zarar görmemesi için alınması gereken zorunlu önlemleri almak;[26]) dolayısıyla mülkiyet üzerinde ufak nitelikli tamiratları yapmak hak ve yetkileri saklıdır.[27]

Bunun dışında, paylı mülkiyet ile ilgili olarak, “olağan yönetim kapsamını aşan işler”, paydaşların oy birliğini; olağan kabul edilemeyecek de olsa “önemli sayılabilecek işler” de hem pay hem de paydaş çoğunluğunu gerektirir.

Paylı mülkiyetin özgülendiği (=tahsis olunduğu) amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması; oybirliğiyle aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabûlüne bağlıdır[28] (m. 692).

Meselâ, paylı mülkiyet hükümlerine tabi bir tarlaya giren hayvanların çıkarılması alelade ve ivedi;  bir apartmanın dış boyasının değiştirilmesi önemli yönetim işi; apartmanda olağanın dışında bir yapı değişikliği de olağanı aşan işlerden görülebilir.

3.4. Payın korunması

Bir paydaş, -diğer paydaşların rızası hilafına da olsa,- (3. kişilere karşı olarak da dâhil) kendi payını koruyucu tedbirler alabilir.[29] Bu tedbirlerin, -diğer payları da içine alacak şekilde- bölünemezliği halinde; diğer paydaşlar da bundan yararlanırlar.

Her bir paydaşın paylı mülkiyeti korumak için açacağı davalarda verilecek lehe kararlardan diğer paydaşlar da yararlanırlar. Bu kararların aleyhe çıkması diğer ortakların haklarını etkilemez.[30]

Paydaşın hakkını koruması anlamındaki bu süreç; zilyetlik davası hariç;[31] istihkak, elatmanın önlenmesi talepleri şeklinde ortaya çıkabilir. Her bir paydaş diğer paydaşların da lehine olacak şekilde bu davaları 3. kişilere karşı açabilir.[32] Bu davalar doğal olarak pay sahiplerinden birisinin diğerine karşı açacağı dava değildir.[33] Paylı mülkiyet içindeki payla orantısız kullanım olduğunu iddia eden diğer paydaşlar, hâkimden “kullanımın düzenlenmesi”ni isteyebilirler.[34] Dolayısıyla paydaşların aralarındaki kullanım anlaşmazlığını hâkim giderir.

4. Paylı mülkiyet üzerindeki tasarrufların sözleşmeyle belirlenmesi hali

Paydaşların paylı mülkiyet üzerindeki kullanım, yararlanma, idare gibi hak ve tasarruflarda,  yapılmış sözleşme kuralları uygulanır. Bu sözleşme kanunda belirtilen kurallardan farklı düzenlemeler de içerebilir. (m. 689). Ancak, sözleşmede, kanunun emredici hükümlerine aykırı kurallara yer verilemez.[35] Bu bağlamda, örneğin, paylı mülkiyetin tamamı, sözleşmede oy birliği ile yetkilendirilen kişi tarafından satılabilir.[36]

5. Paylı mülkiyet ile ilgili giderler ve yükümlülükler

Paylı mülkiyetten doğan veya paylı mülkiyet ile ilgili yönetim giderleri, vergiler ve diğer yükümlülükler; aksine bir hüküm bulunmadıkça, paydaşlar tarafından payları oranında karşılanır. Payına düşenden fazlasını ödemiş bulunan paydaş, diğerlerine payları oranında rücu edebilir[37] (m. 694). Gerek diğer paydaşlara gerekse 3. Kişilere, payına düşünden fazlasını ödeyen paydaşa karşı diğer paydaşlar müteselsilen değil, payları oranında sorumlu olurlar.[38]

5.1. Paylı mülkiyetin bağımsız mülkiyete dönüştürülmesi

5.1.1. Sona erme halleri ve iyi niyetli kazanım

Paylı mülkiyet, mülkiyetin, iyi niyetli 3. kişi tarafından kazanılması veya mülkiyetin sona ermesine ilişkin yasal hallerin vukuunda sona erer.[39]

Tapu tesciline güven ilkesi gereğince tescil bilgilerine göre davranmak, iyi niyet göstergesi olarak kabul edilir.[40] Paylı mülkiyetin korunması için 3. kişilere karşı pay sahipleri dava açabilirler.

5.1.2. Bağımsız mülkiyete dönüştürme
(1) Paydan feragat ya da payın devri

Paydaşlığın sona ermesinin diğer bir türü de paydaşın feragatidir. Bir pay sahibinin payından feragat etmesi halinde bu pay diğer paydaşlara eşit olarak dağıtılır.[41]

Paylı mülkiyetin tek malikli bağımsız mülkiyet haline getirilmesi, tüm payların bir paydaşa ya da 3. kişilere devri ile olabilir.

Payını cebri icra, yargı kararı veya rızai olarak herhangi bir paydaşa veya 3. kişiye devreden paydaş, devredilen payın maliki olmaktan çıkar.[42]

(2) Paydaşlara bölüştürme

Paydaşlardan herhangi birisi, kendi payının bağımız mülkiyet olarak kazanmış olmak için, paylı mülkiyet bölüşümünü, doğrudan veya hukuki yollarla isteyebilir. Diğer paydaşlar, bu talebe göre, paylaşımı yapmak yükümlülüğü altına girerler.[43] Bu, paylaşımda her bir paydaşın kendi menfaatini, adalet ve hakkaniyet çerçevesinde koruması hakkını bertaraf edemez. Bu nedenle paylaşım fiilen olmazsa, aşağıda belirtilen satış şeklinde olabilir.

Paydaşların mülkiyeti, her bir payın bir paydaşa bağımsız bölüm olarak verilmesini sağlayacak şekilde bölüştürmek mümkündür.

Paylaşımda, mülkün paydaşlar arasında bağımsız bölümler şeklinde pay edilmesi esastır. Bunun için, payların ekonomik değerini belirleyerek; paylara yapılacak para katkısı ya da eksiltmesiyle dengenin sağlanması mümkün ve gereklidir.

(3) Paylı mülkiyetin satımından elde edilen paranın bölüştürülmesi

Malların kıymetlerinde birbirlerine karşı “önemli bir noksanlık olmaksızın” taksimi mümkün değilse; satıştan elde edilen para paylaştırılır.

Ancak söylendiği gibi mülkiyet hakkının esas olması gereğince; paylı mülkiyet paylarının her birisinin para ile dengelenmesi mümkündür.[44]

Açık ihale gibi giderlere de sebebiyet verecek olan satıştan, bu nedenle de uzak durulmalıdır.

Dolayısıyla satış yöntemi tek çare olduğunda esas alınacak seçenek olmalıdır. Bu arada, birkaç paydaşa bağımsız bölüm olarak bölünmesi yasal olarak mümkün olmayan durumlarda satış yolu tek çare olabilmektedir.

5.2. Paylı mülkiyet üzerindeki sınırlı aynî haklar

Paylaşımda ya da 3. kişilere devrinde mülk üzerinde kurulmuş olan intifa hakkı gibi sınırlı ayni hakların korunması kabul edilmektedir.[45]

6. Paylı mülkiyet ile elbirliği (=iştirak halinde) mülkiyetin mukayesesi

6.1. Elbirliği mülkiyet hakkında kısa bilgi

6.1.1. Tanım ve kapsam

Elbirliği mülkiyet, birden fazla sahibi bulunan ve maliklerin mülkiyetin tamamına, herhangi bir pay gözetilmeksizin/söz konusu olmaksızın, birlikte sahip oldukları mülkiyettir.[46]  (TMK., m. 701). “İştirak halinde(=elbirliği) mülkiyette mülkiyetin kendini meydana getiren kişilerden ayrı bir tüzel kişiliğinin olmadığı, hak ya da malın bir bütün olarak ortaklardan tümüne yani ortaklığa ait olduğu, ortaklık sona erene kadar ortaklardan birinin veya bir kısmının ayrı ayrı kullanabilecekleri payları veya paylarına dayalı hakkı bulunmadığı,”[47] söylenebilir.

Elbirliği mülkiyette mülkiyet soyut (ve ileride paylara ayrılacak) da olsa paylara ayrılmamış bir bütünün sahibi kişi topluluğudur.[48] Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklardan her biri eşit hakka sahiptir.

Hal böyle de olsa, “Paylı mülkiyet (gibi) elbirliği ile mülkiyette (de), hak sahipleri arasında mülkiyete konu olan eşyanın kendisi ve hakkın içeriği parçalara ayrılmamıştır.  Tek mülkiyet hakkı, ancak birden çok malik bulunmaktadır. Dolayısıyla her iki mülkiyet türünde de birden fazla malik olması nedeniyle bir malikin hakları diğer maliklerin hakları ile sınırlıdır.”[49]

Dolayısıyla, elbirliği mal topluluğu topluluk mülkün halihazırda birlikte sahibi -ama tasfiye sonrasında paylarını “bağımsız mülk” sahibi olarak kazanacak- olan “müstakbel paydaşlar”dan oluşan; bununla birlikte aynı mülk ile sahiplik ilişkisi kuran kişilerin iradelerini birlikte ve bütün olarak temsil eden, -ama tüzel kişiliği olmayan- topluluktur.

Elbirliği mülkiyeti üzerinde, sahiplerden oluşan şahıs topluluğunun mülk adına birlikte tasarrufu söz konusu olur.[50]

6.1.2. Kanunda dayanma ve kanunla belirlenme

Elbirliği mülkiyet ya kanundan ya da kanunun öngördüğü sözleşme tiplerinden doğarlar.[51] Kanuni dayanağı olmayan bir durum elbirliği mülkiyete konu olamaz.[52] Elbirliği mülkiyetin doğması için birden çok kişi arasında önceden doğmuş ortaklık ilişkisi gereklidir.[53] “İştirak halinde mülkiyet, esasen kanunun koruduğu bir himayeden kaynaklanır. Taraflar kanunda yer almayan bir sözleşme şekliyle de iştirak halinde mülkiyet statüsü belirleyemezler.”[54] Hukukumuzda kanuna göre mirasçıların ortaklığı; kanunun öngördüğü şekilde oluşturulan adi(=alelâde) ortaklık, tüzel kişilik kazanmamış (olduklarından adi ortaklık hükmünde görülen[55]) dernek malları, evlilikte edinilmiş mallara ortaklık, elbirliği mülkiyete örnektirler.

Bunlardan mal rejimi ve adi şirket sözleşmesi, kanunda yer alan sözleşmeyle kurulmuş olan elbirliği mülkiyete; mirastan kaynaklanan ortaklık ise kanunundan kaynaklanan elbirliği mülkiyete örnek teşkil ederler.

Elbirliği mülkiyette öne çıkan, mülkiyet ortaklığından kaynaklanan münasebet değildir; elbirliği mülkiyette mülkiyet ortaklığı şahsî münasebetten kaynaklanmış olmaktadır.[56]

6.1.3. Elbirliği mülkiyetteki “müstakbel pay”ın sona ermesi

Ortaklar, ortaklık devam ettiği sürece paylarını isteyemeyecekleri gibi, bu payları üzerinde tasarruf işlemleri de yapamazlar (TMK., m. 376).

Elbirliği mülkiyetin tümünün ya da belli bir kısmının malikler topluluğunun oybirliği ile devredilebilmesi ve satılması gibi haller hariç; malikler topluluğu ortaklarından (≈üyelerinden) herhangi birisinin, bu mal üzerindeki mâlikliğini sona erdirmesi genelde söz konusu olamaz.[57]

Ortaklardan birisinin ortaklık hakkını devri, devreden ile devralanın kendi aralarında hukuki ilişki kurulmasına elverişli olur. Dolayısıyla devreden ortağın ortaklıktaki ortaklara karşı hukuki ilişki yine devredende kalır.[58]

Miras ortaklığına konu olan mallarda ortaklığın giderilmesi yolu hariç, olmak üzere; diğer elbirliği ortaklıklarında, ortaklar ortaklıktan çıkamazlar ve ortaklığı sona erdirici sebep olmadıkça malikler malvarlığının paylaştırılmasını isteyemezler.[59]

Mirasçılardan birisinin haklarını ve yükümlülüklerini sadece miras şirketindeki diğer ortaklara devretmesi söz konusu olabilir.

6.2. Sonuç yerine:

Elbirliği mülkiyetin paylı mülkiyet için öngörülen statüden farklı yönleri

6.2.1. Statü, pay, kullanım

1. Paylı mülkiyet çok malikli mülkiyette genel bir statüdür. Elbirliği ortaklık paylı ortaklığa nazaran istisnai ve kanunun belirlediği hal ve şekillerle sınırlıdır. Diğer hallerde söz konusu olmaz.[60]

2. Elbirliği mülkiyette iştirak hükümleri devam ettiği sürece, paylar üzerinde tasarrufta bulunulamaz.[61] (TMK., m. 702). Elbirliği ortaklıkta mal “tek bir kişininmiş gibi” bir hukukî uygulamaya tâbi olmakta; bu sebeple de üzerinde bir tasarruf, kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, tüm ortakların oy birliği ile gerçekleşmektedir. Mülkiyet için alınması gereken acil tedbirler, kanaatimizce, işin tabiatı gereği bundan istisna olabilir. Paylı mülkiyette ise acil ve olağan işler için böyle bir sınırlama mutlak değildir.

3. Paylı mülkiyette her bir pay kesir olarak sadece soyut şekilde bir hisse olduğu için; paydaşların payları üzerinde diğer paydaşların hak ve yetkileri ile uyuştuğu ölçüde tasarruf yetkisi vardır. Elbirliği mülkiyette ise -soyut da olsa- hiçbir paylaşım yoktur.[62] Çünkü elbirliği mülkiyet, tüzel kişiliği olmayan[63] ve (ileride paylaşıldığında “alınacak”) müstakbel hisse şeklinde hukukî ortaklıktır. Elbirliği mülkiyete, birden fazla kişi birlikte ortaktır ve bu mülkiyet paylar belirlenmemiş olduğundan genel bir nitelik taşır.[64]

4. Paylı mülkiyette her bir pay tapu sicilinde paydaşları da belirtilerek, mülkün bulunduğu yere işlenir. Elbirliği mülkiyette sahipler yazılır ama payların işlenmesi diye bir kayıt söz konusu olmaz.

6.2.2. Dava Ehliyeti

5. Bu tür ortaklıklarla ilgili davaların, ortak maliklerin hepsi tarafından birlikte veya hepsine karşı birlikte açılması gerekmektedir.[65]

“İştirak halinde mülkiyette…mülkiyetin bu özelliğinden dolayı ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu anlaşılmaktadır.”[66]

Yargıtay da mal ortaklığının bir üyesinin elbirliği malın korunması için açacağı istihkak veya el atmanın önlenmesi (ya da ecrimisil veya tahliye) gibi davada; diğer ortakların izin ya da icazetlerini aramaktadır.[67] Ortakların birisinin diğerine ya da diğerlerine karşı açacakları tazminat, kullanımın düzenlenmesi gibi davalarda bu kurala uyulmasına gerek bulunmamaktadır.[68] Nitekim, “elbirliği ortaklığında ortaklardan her birinin birlikte hareketi gerektiren yönetim ve tasarruf işlemleri dışında kalan, mülkiyet hakkının tanıdığı kullanma ve yararlanma haklarının korunmasına veya mülkiyet hakkının tanıdığı kullanma ve yararlanma haklarının kullanılamaması sonucu ortaya çıkan durumun bertaraf edilmesine/tazminine yönelik müracaatta bulunabileceği anlaşılmaktadır.”[69]

6.2.3. Paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyetin sona ermesi, devir

6. Paylı mülkiyet kapsamındaki payın, paydaşı tarafından devri gibi işlemlere konu olmasında engel yoktur. Elbirliği mülkiyette ise, her bir ortak, -özellikle miras ortaklığında- ileride kendisine düşecek payın hak ve yükümlülüklerini ortaklardan birisine devredebilir. 3. kişilere bu şekilde bir devir, devredenin hâlihazırdaki ortaklığını kaldırmaz; devredenin (hâlihazırdaki) payının devralana, tasfiye sonrasında geçmesini sağlar. Dolayısıyla 3. kişilere hemen sonuç doğuracak şekilde bir devir söz konusu değildir.

7. Elbirliği mülkiyetin sona erme sebeplerinden birisi, “ortaklığın giderilmesi”ni (=”izalei şuyu”u) gerektiren işlemler ve yöntemlerdir. Bu açıdan elbirliği mülkiyette örneğin mirasın mirasçılara bağımız mülkiyetle sonuçlanacak şekilde ortaklığın giderilmesi davası açılarak paylaştırılması, paylı mülkiyetle benzerlik arzeder. Fakat paylı mülkiyetten farklı olarak, evlilikte edinilmiş mallara ortaklık gibi şekillerdeki elbirliği ortaklığın, tasfiyesi ya da tüm ortakların oybirliğiyle paylı mülkiyet statüsüne geçirilmesi mümkündür.

6.2.4. Haciz, rehin, sorumluluk

8. Paylı mülkiyet kapsamındaki paylar, paydaşları muhatap alınarak hacze ya da rehne konu olabilirken; elbirliği mülkiyet ancak tümü üzerinde ve tüm malikler muhatap alınarak rehnolunabilir (TMK., m. 827). Elbirliği (=İştirak halinde) mülkiyette, herhangi bir payın rehni için, elbirliği(=iştirak halinde) mülkiyetin çözülerek, (-iştirak halindeki mülkiyet statüsünden çıkarılması; böylece-) müşterek mülkiyete ya da müstakil mülkiyete dönüştürülmesi gereklidir.[70]

9. Paylı ortaklıkta her bir paydaşın payı oranında alelâde sorumluğu mümkün iken; elbirliği mülkiyette bu sorumluluk daima müteselsildir. [71]

 

Yazarlar:

Prof. Dr. R. Cengiz Derdiman  e posta: rderdiman@hukukiyaklasim.com

Av. Emirhan Derdiman  Bursa Barosu, Tel: 0 224 909 1453

 

 

 

Dikkat                            :

1-)  Bu makalenin/yazının, yasalara uygun şekilde kaynak gösterilip atıf yapılarak kullanılması hariç, rızamız ve iznimiz alınmadan başka yerlerde yayımlanamayacağını ve kullanılamayacağını hatırlatmak isteriz. Bu hususta Yasal Uyarı sayfasını da kontrol edebilirsiniz.

2-) Bu makaleye atıf yapılması halinde:

R. Cengiz Derdiman-Emirhan Derdiman, Paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyetten farkları”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..

Şeklinde kaynak gösterilmesi gerekmektedir.

3-) İznimiz ve rızamız alınması kaydıyla diğer kullanımlarda da mutlaka:

Kaynak:  R. Cengiz Derdiman-Emirhan Derdiman,Paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyetten farkları”, Hukuki Yaklaşım Sitesi, ……………. Erişim Tarihi: ../../20..

Şeklinde kaynak gösterilmelidir.

Dipnotlar            :

[1]     Derdiman, R. Cengiz, Hukuk Başlangıcı, Gözden Geçirilmiş 5. Baskı Aktüel Yayınları, Bursa, 2015, s. 378.

[2]     Benzer görüş: Capelle, Karl-Hermann, Bürgerliches Recht Sachenrecht , Springer Fachmedien Wiesbaden 1963, s. 28.

[3]     Akipek, Jale, Türk Eşya Hukuku II Aynî Haklar Mülkiyet, 2. Baskı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayını, Ankara, 1973, s. 22.

[4]     Gschnitzer, Franz, Sachenrecht, Springer-Verlag GmbH Wien, 1968, s. 68.

[5]     Eren, Fikret, Mülkiyet Hukuku, 2. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2012, s. 84, 85.

[6]     Banka hesaplarına ilişkin aynı yönde örnek karar: Danıştay 13. Dairesi E: 2014/1357, K: 2017/1867, 07.06.2017.

[7]     Eren, s. 85

[8]     Esener, Turhan-Güven, Kudret, Eşya Hukuku, genişletilmiş 5. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2012,  s. 177.

[9]     Akıntürk, Turgut, Medenî Hukuk, Genişletilen 12. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul, 2006, s. 423.

[10]    Akipek, s. 22.

[11]    Meder, Stephan- Czelk, Andrea, Grundwissen Sachenrecht 2., überarbeitete Auflage Mohr Siebeck Tübingen, 2008, s. 46.

[12]    Wieling, Hans Jozef, Sachenrecht, Band: I, Sachen, Besitz und Rechte an beweglichen Sachen, Zweite., vollstændig überarbeitete Auflage, Springer Verlag, Heidelberg, Berlin, 2006, s. 282, 283, 749; Iro, Gert, Bürgerliches Recht, IV Sachen Recht, 3., aktualisierte Auflage, Springer Verlag, Wien, 2008, s. 79.

[13]    Mugele, Karl, Sachenrecht, Springer Fachmedien Wiesbaden 1955, s. 33.

[14]    Sirmen, Lale, Eşya Hukuku, 2. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2014, s. 315. Emsal karara göre, “Paydaş üçüncü kişi sayılamayacağından paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkını kullanması söz konusu olamaz.” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu – E: 2012/198, K: 2012/702, 10.10.2012 (https://barandogan.av.tr, 29.08.2020).

[15]    Palamut, Mehmet E. Medenî Hukuk, 2. Baskı, Alfa-Aktüel Yayınları, Bursa, 2011, s. 352.Önalım hakkı paydaşa, yasal süresi içinde taşınmazı almak konusunda öncelikli hak verir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, E: 2003/8200,K: 2003/8240, 10.11.2003, nakleden: Palamut, s. 352.

[16]    Örneğin: Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, E: 2012/5928, K: 2012/91212, 18.06.2012 (https://barandogan.av.tr, 29.08.2020)

[17]    Öztan, Bilge, Medenî Hukukun Temel Kavramları, 35. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara, 2011, s. 775

[18]    Öztan, s. 778

[19]    Sirmen, s. 313.

[20]    Öztan, s. 777. Aynı yönde: Meder-Czelk, s. 47.

[21]    “…Ancak, hesap üçüncü bir kişi tarafından, kendisi ve 3. maddede sayılan kişiler adına müştereken açılmışsa bu durumda, münferit imza yetkisi, hesabın tarafı olan kişilerin herbirine sadece hesap üzerinde dilediği şekilde tasarruf etme yetkisi verdiğinden, bu hesabın çeşitli nedenlerle tasfiyesi hâlinde bu kişilerin (pay oranına ilişkin aksi kararlaştırılmamışsa) paylarının eşit olduğunun kabulüyle tarafına ödeme yapılmasını isteyen kişinin payının ödenmesi gerekecektir.” Danıştay 13. Dairesi E: 2014/1357, K: 2017/1867, 07.06.2017.

[22]    “Taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmî taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, “ahde vefa” kuralının yanında TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir.” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E: 2008/1-618, K:2008/614, 08.10.2008 (http://www.ilhanhelvacidersleri.com, 29.08.2020).

“Tüm paydaşları bağlayan harici taksim ya da fiili paylaşım biçimi bulunup bulunmadığının araştırılması, böyle bir taksim veya paylaşım biçimi bulunduğu takdirde çekişmeli dükkânın kimin payına özgülendiğinin açıklığa kavuşturulması, aksi halde paylı mülkiyet hükümleri çerçevesinde uyuşmazlığın çözümlenmesi,” gerekir. Hukuk Genel Kurulu E: 2010/1-279 K:  2010/306 (https://www.kararara.com, 29.08.2020)

[23]    Sirmen, s. 361, 317.

[24]    Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı, E: 1946/28 K: 1946/16, 27.11.1946, nakleden: Sirmen, s. 317.

[25]    Oğuzman, M. Kemal-Seliçi, Özer-Oktay Özdemir, Saibe, Eşya Hukuku, 16. Tıpkı Basım, Filiz Kitabevi, İstanbul 2013, s. 327, 328.

[26]    Derdiman, s. 379.

[27]    Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulu, E. 1941/13-1942/30 K. 1944/24, 21.06.1944 (http://www.ilhanhelvaciesyahukuku.com/ (25.08.2020)

[28]   Derdiman, s. 380.

[29]    Esener-Güven, s. 179.

[30]    Oğuzman vd., s. 351.

[31]    “Zilyetliğin müşterek mülkün sadece bir kısmında kullanılması kaideten mümkün değildir.”  (Akipek, s. 27). Çünkü paylı mülkiyette paylar soyut oması zilyetliği imkânsız kılar.

[32]    Geschnitzer, s. 69.

[33]    Iro, s. 78.

[34]    Iro, s. 78; Wieling, s. 283; Öztan, s. 778.

[35]    Öztan, s. 775.

[36]    Akıntürk, s. 423

[37]    Derdiman, s. 379.

[38]    Oğuzman vd., s. 329

[39]    Şengöz, Çağrı, Paylı Mülkiyet Kavramı ve Paylı Mülkiyetin Sona Ermesi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2017, s. 75, 76; Wilhelm, Jan, Sachenrecht, Walter de Gruyter GmbH & Co. KG, Berlin/New York, 2010, s. 428. .

[40]    Aynı yönde: Esener-Güven, s. 177.

[41]    Eren, s. 95.

[42]    Oğuzman vd., s. 331.

[43]    Oğuzman vd., s. 334.

[44]    Aynı yönde: Esener-Güven, s. 187.

[45]    Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı, E. 1, K. 3, 14.03.1960, naklenden: Sirmen, s. 340.

[46]    Derdiman, s. 379.

[47]    Danıştay 15. Dairesi, E: 2015/7095,  K: 2018/1270, 07/02/2018

[48]    Meder-Czelk, s. 47.

[49]    Anayasa Mahkemesi,  E. 2014/162 K. 2015/47,              13.5.2015

[50]    Geschnitzer, s. 13.

[51]    Öztan, s. 785, 786.

[52]    Iro, s. 77

[53]    Akıntürk, s. 424.

[54]    Derdiman, s. 379, 380.

[55]    Bunlar adi şirket hükmündedirler. Bkz: Bayraklı, 120.

[56]    Mavituna, Rıza-Öktem, İmran,: Kolektif Mülkiyetten İştirak Halinde Mülkiyet, Güven Basımevi, İstanbul, 1946, s. 10, 11.

[57]    Wieling, s. 282.

[58]    Meier-Hayoz, Arthur, Das Sachenrecht, 1. Abteilung, Das Eigentum, Verlag Stæmpeli&CIE, Bern, 1966, s. 513.

[59]    Öztan, s. 786.

[60]    Erman, Hasan, Eşya Hukuku Dersleri, Gözden geçirilmiş 2. Baskı, Der yayınları, İstanbul, 2012, s. 78.

[61]    Akıntürk, s. 424, 425; Derdiman, s. 381.

[62]    Geschnitzer, s. 68.

[63]    Erman, s. 75.

[64]    Honsell Heinrich- Vogt, Nedim Peter-Geiser, Thomas, Kommentar zum schweizerischen Privatrecht, Schweizerisches Zivilgesetzbuch II, Helbing&Lichtenbahn Verlag, AG, Basel, 1998, s. 992.

[65]    Ercan, İsmail,: Medeni Usul Hukuku, Savaş Yayınevi, Ankara., 2005, s.260-264; Derdiman, s. 381.

[66]    Danıştay 15. Dairesi, E: 2015/7095,  K: 2018/1270, 07/02/2018. “Mirasçı sıfatıyla müteveffa … dan kalan mallara iştirak halinde malik oldukları, buna göre davacıların iştirak halinde mülkiyet kuralları gereği zorunlu dava arkadaşı olduğu, bu nedenle birinin süresinde yaptığı başvurunun sonradan davacı olarak dosyaya dahil olanlar için de aynı mal varlığına ilişkin ayrı başvuruları olmamak koşuluyla geçerli ve süresinde kabul edilmesi gerektiği açıktır.” Danıştay 15. E: 2015/5364,  K: 2018/5298, 29.05.2018.

[67]    Örnek: Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı, E. 1982/3, K. 1982/2, 11.10.1982 nakleden: Eren, s. 135. Aynı karar ve bilgi: Sirmen, s. 346.

[68]    Eren, s. 134.Öztan, s. 787; Sirmen, s. 347..

[69]    Danıştay 15. Dairesi, E: 2015/7095,  K: 2018/1270, 07/02/2018.

[70]    Derdiman, s. 381.

[71]    Öztan, s. 786.

Önceki Yazıİdari cezaların iptalinde avukatlık ücretine hükmedilmemesinin sonucu nedir?
Sonraki Yazıİcra Hukukunda Meskeniyet İddiası